22 Haziran 2015 Pazartesi

Kombi sektörüne 'kentsel dönüşüm' dopingi

Kentsel dönüşüm kapsamında yenilenen binalar, yalnızca inşaatı değil 200 yan sektörü de harekete geçiriyor. Bunlardan birisi de ısıtma-soğutma sektörü… Pazarın yıllık 1 milyon adet olduğu kombi pazarında, hem doğalgaza geçen yeni şehirlerin ve ilçelerin hem de kentsel dönüşümün hareketi yaşanıyor. Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu, toplam pazarın son


Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu

Erol Kayaoğlu


yıllarda büyümediğini belirterek, şunları söyledi: “Yılda 900 bin-1 milyon adetlik pazar hacmine sahibiz. Kentsel dönüşümle birlikte büyük ölçekli projelerde artık bireysel kombiler değil büyük kazanlar kullanılıyor. Bu pazarı büyütmemeye başladı. Ancak bireysel dönüşümün yapıldığı, bina bazlı dönüşüm sayesinde yeni ürünler tercih ediliyor. Dönüşüm projelerinde özellikle de tasarruflu yeni nesil ürünler ilgi görüyor.


Site yönetimiyle görüştüğümüzde tasarrufun, emniyetin ve servisin ön planda olduğu tercihler yapılıyor. Ancak görüşmelerimiz müteahhitlerle olursa fiyat ve ucuzluk ön plana çıkıyor!”


Yüzde 35 pazar payı var


Pazarın doğalgaza kavuşan yeni iller sayesinde büyüdüğünü ifade eden Kayaoğlu, “Şu anda Türkiye’de 63 şehirde doğalgaz var.


Hem yeni şehirlere hem de yeni ilçelere doğalgaz gitmeye başladı. Böylece toplam pastada büyüme söz konusu oluyor. Pazarın bu yıl yüzde 3 ile 5 arasında büyümesini hedefliyoruz” dedi. Kayaoğlu, pazarda 15 kombi üreticisinin olduğunu, Vaillant, Demirdöküm ve Protherm markalarıyla toplam yüzde 35 paya sahip olduklarını ifade etti.


Vaillant, enerji danışmanlığı projesine başladı


Vaillant Türkiye, değişen enerji verimliliği yasaları doğrultusunda, tüketicilere daha iyi hizmet vermek amacıyla bu yıl itibari ile ‘enerji danışmanlığı’ konseptinin pilot çalışmalarına başladı.


Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu


Türkiye’de yapılan bu ilk uygulamayla Vaillant, 2017 yılına kadar bu konsept için özel olarak hazırlanan bayilerinin tamamını sisteme geçirecek. Enerji bayiliği konseptine ilk olarak Avcılar ve Ümraniye’de başladıklarını belirten Erol Kayaoğlu, tüketicinin tüm enerji modellemesi ihtiyacını tek bir noktadan çözeceğini söyledi.



Kombi sektörüne 'kentsel dönüşüm' dopingi

Çatı tadilatı ile klima faturasını yüzde 50 azaltabilirsiniz

Yaz mevsimi ile birlikte çatı tadilatı için en uygun dönem de başlamış oldu. Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, standartlara uygun çatıların ısınma giderlerinin yanı sıra klima faturalarını da önemli ölçüde azalttığını belirterek, “Çatı tadilatı ile klima faturalarını yarı yarıya düşürmek mümkün. Ayrıca rutubet, küf, romatizma, solunum yolu rahatsızlıkları gibi sorunlara karşı da içinde bulunduğumuz aylarda çatı bakım ve onarımlarının yapılması gerekiyor” dedi.


Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz

Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz


ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, standartlara uygun çatı ve cephe uygulamalarının tüketici bütçesinin yanı sıra sağlığa da katkı sağladığını açıkladı. Yavuz, çatı ve cephe yalıtımının ısınma ve soğutma amaçlı enerji tüketimini yüzde 50’ye kadar azaltabildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Yaz aylarında artan klima giderlerimizi doğru yalıtım ile azaltabiliriz. Türkiye’deki bir konutun enerji tüketimi, aynı iklim koşullarında ve aynı kullanım alanına sahip olan Avrupa ülkelerindeki konutlardan 2–3 kat daha fazla olabiliyor. Bunun nedeni, ülkemizde ısı yalıtımının yeterince önemsenmemesidir.”


Harcamalar 2-3 yılda amorti ediliyor


Yavuz, yapılan harcamaların kısa sürede geri döndüğünü de vurgulayarak, “Yalıtımsız çatılar, tüketicilerin bütçesine ve ülkemizin milli servetine zarar veriyor. Yapılan harcama, sağlanan enerji tasarrufu sayesinde coğrafi konum ve yerleşim durumuna göre ortalama 2 ile 3 yıl içinde amorti edilir. Yalıtım, bütçemiz kadar sağlımızı da korur. Rutubet, küf, kötü koku, romatizma, solunum yolu ve deri hastalıkları gibi sorunları çatı tadilatı ile önleyebiliriz” diye konuştu.


Tadilat mevsimi başladı


Yavuz, yağışın az olduğu ayların tadilat için en uygun dönem olduğunu hatırlatarak, “Bu aylarda kıştan kalan ve çatı üzerinde oluşan birikintiler temizlenmelidir. Yağmur suyu giderleri temizlenmeli, tıkanıklık oluşması önlenmelidir” dedi.çatı


Türkiye’de yaklaşık 7 milyon çatının yalıtımsız olduğunu belirten Yavuz, “Binalardaki enerji tüketiminin yüzde 82’si ısıtma için kullanılıyor. Yalıtımı olmayan çatılar, binaların kat adetlerine bağlı olarak ortalama yüzde 30 oranında enerji israfına neden oluyor. Enerji kaynaklarını plansızca tüketerek, doğaya zarar vermemek için yalıtım uygulamaları hayati öneme sahip. Çevre duyarlılığı konusunda hepimize sorumluluk düşüyor” diye konuştu.


ÇATIDER’e danışabilirsiniz


Yavuz, tüketiciler, mimarlar, mühendisler ve müteahhitlerin çatılarla ilgili her türlü konuda bu alandaki tek başvuru mercii olan ÇATIDER’e danışabileceklerini ifade etti. ÇATIDER’e www.catider.org.tr web adresinden ve 0216 416 55 13 numaralı telefondan ulaşmak mümkün.



Çatı tadilatı ile klima faturasını yüzde 50 azaltabilirsiniz

21 Haziran 2015 Pazar

DemirDöküm reklamına tepki!

Hürriyet Gazetesi’nin köşe yazarı Cengiz Semercioğlu, bugünkü köşesinde DemirDöküm’ün reklam filmini eleştirdi.


İşte o yazı ve reklam filmi;



Demirdöküm bu reklamı hemen yenilemeli…

Berberde tıraş olurken açık televizyonda göz ucuyla gördüm reklamı…

Algıda seçicilik bu olmalı, hemen dikkatimi çekti…

Demirdöküm, “Çocuklara sorduk, Türkiye’nin en sıcak yeri neresi” diye bir reklam filmi yapmış…

Çocukların tamamı “Bizim ev” diye yanıt veriyor.

Peki benim dikkatimi çeken ne?

Reklamda “Türkiye’nin en sıcak yeri neresi” sorusuna yanıt verenlerin tamamı erkek çocuklar…

Tek bir kız çocuğu yok reklamda sesini duyduğumuz…

Birkaç karede kız çocuğu görüntüleri var, ama sadece görüntü…

Hele reklamın sonuna doğru yine sesini duymadığımız bir kız çocuğu mutfakta yemek hazırlarken görülüyor…

Toplumsal roller, erkek egemen bakış açısı 40 saniyelik reklamda bile kendini gösteriyor…

Biz niye uğraşıyoruz ki kadının toplumdaki statüsü artsın, kadınlar ezilmesin, cinayetlere kurban gitmesin,

Özgecan’lar Cansu’lar olmasın diye…

Boşuna…

Çocukların kullanıldığı 40 saniyelik bir kombi reklamı bile bize her şeyi anlatıyor…

Söz sahibi olan erkektir…

Kız çocuğunun söz hakkı yoktur…

Kadının yeri mutfaktır…

Erkek konuşur, kadının sesi çıkmaz…

Reklamın alt metninde bütün bunlar var…

Üstelik bu reklamı yapanlar, çekenler, eminim kafası aydınlık, kadın­erkek eşitliğine inanan, modern bir hayat süren,

kadınların da söz sahibi olduğu bir reklam ajansında çalışan arkadaşlardır…

Nasıl böyle bir hata yaparlar?

Peki Demirdöküm’de bunu görecek kadın yönetici de mi yok?

“Yahu arkadaşlar ne yaptınız, bu reklam filminde neden kız çocuklarının sesi çıkmıyor da soruya hep erkek çocukları yanıt veriyor” diyecek bir Allah’ın kulu da mı yok?

Çocukların dünyasında bile erkek çocuklarını söz sahibi, kız çocuklarını ikinci sınıf olarak kodlamışsınız…

Demirdöküm’ün bu reklam filmine şiddetle itiraz ediyorum…

Bir kız çocuğu babası olarak…

Kadın haklarını savunan biri olarak…

Kadının her yerde, her ortamda, her platformda en az erkekler kadar söz sahibi olması gerektiğine inanan biri olarak…

Lütfen bu reklam filmini hemen revize edin ve kız çocuklarına da yanıt hakkı veren yeni bir reklam filmi hazırlayın…



DemirDöküm reklamına tepki!

18 Haziran 2015 Perşembe

Ege bölgesi, Form'un İzmir seminerinde bir araya geldi!

Bu yıl 50. Kuruluş yıldönümü kutlayan Form Şirketler Grubu, İzmir’de Mitsubishi Heavy VRF klima sistemlerindeki yenilikçi ve verimli ürünlerini tanıtan bir seminer düzenledi. İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi’ndeki sektörün öncü oyuncularını bir araya getirdi.


29 Nisan Çarşamba günü Swissotel İzmir’de gerçekleştirilen seminerde en verimli yeni nesil Mitsubishi Heavy VRF klima sistemleri KXZ serisi tanıtıldı. Etkinliğe çeşitli firmalardan sektör temsilcisi 110 kişi katıldı.


Form Şirketler Grubu


Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun’un genel bir sunumla açtığı seminerde, Form VRF Sistemleri İzmir Bölge Müdürü Engin Akçay, Form VRF Sistemleri Satış Koordinatörü Zafer Sarı ve Form VRF Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Selahhattin Telatar konuşma yaptı.


Açılış konuşmasını yapan Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, FORM’un 50 yıllık geçmişinden önemli notlar paylaşırken, Form Şirketler Grubu’nun, 200’e yakın çalışanı ile Türkiye’nin ikinci büyük ticari klima firması olduğunun altını çizdi.


Form VRF Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Selahhattin Telatar’ın sunumuyla devam eden seminerde Selahattin Telatar, Türkiye’nin Avrupa’da en hızlı büyüyen VRF pazarı olduğunu, enerjinin doğru yönetimi ve kontrolü felsefesi ile üretilen ve yüksek enerji verimliliği sunan Mitsubishi Heavy yeni KXZ serisi ile de sektörde önemli projelere imza atacaklarını ifade etti. Sözlerine devam eden Telatar, Form VRF Sistemleri firmasının Aralık 2014’te Tayland’da düzenlenen Mitsubishi Heavy Industries toplantısında VRF kategorisinde Avrupa’da “Yılın En İyi Distribütörü” (Excellent Sales of the Year) seçildiğini belirtti.


Seminerde tanıtımı yapılan Mitsubishi Heavy Industries yeni KXZ Serisi, yüksek enerji verimliliği sunmakla birlikte enerjinin doğru yönetimi ve kontrolü felsefesi ile üretilen bir ürün olarak katılımcılardan yoğun ilgi gördü. KXZ Serisinin, değişken üfleme sıcaklığı kontrolü ile %34’e varan enerji tasarrufu sağlarken optimize edilmiş kompresör motor dizaynı sayesinde yüksek verim sağladığı belirtildi. Ayrıca LEED sertifikası almak isteyen binalar için de VRF sistemler tercih edildiğinde puan kazandırdığı bilgisi paylaşıldı.


Mitsubishi Heavy Industries VRF Klima sistemleri Tema İstanbul, Richmond Otelleri, Bahçeşehir Koleji, Eclipse Maslak, Ant Teras Konutları ve Başakşehir Stadyumu gibi bir çok büyük projede kullanılıyor.



Ege bölgesi, Form'un İzmir seminerinde bir araya geldi!

Danfoss Türkiye, ilk 4 ayda 6 aylık hedeflerine ulaştı!

Dünyanın Isıtma, Soğutma ve Sürücü teknolojileri devi Danfoss’un Türkiye’deki yapılanması olan Danfoss Türkiye, proje ve hedeflerin performans değerlendirmesinin yapılması amacıyla düzenlediği toplantılarda Ankara ve İstanbul’daki bayileri ile bir araya geldi. Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın’ın açılış konuşmalarını yaptığı toplantılara, Danfoss Isıtma ve Güç Elektroniği iş birimlerinden 100’e yakın bayi katıldı. Danfoss Türkiye’nin 2015 yılının ilk 5 aylık sonuçlarının da paylaşıldığı bayi toplantılarında; sürmekte olan projeler, satış, servis, pazarlama ve müşteri hizmetleri hakkında bilgiler de verildi. Danfoss A/S Afrika, Ortadoğu ve Türkiye (TMA) Bölge Başkanı Leif Flojgaard’ın da katıldığı İstanbul’daki bayi toplantısında ise global gelişmeler hakkında detaylar aktarıldı.


Danfoss Türkiye


Danfoss Türkiye, yüzde 30 büyüdü


Toplantıların açılış konuşmalarını yapan Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, “2015 yılının ilk 4 ayının sonunda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 oranında büyüme gerçekleştirdik. Bayilerimizin yarısı da ilk 4 ayda, ilk 6 aylık hedeflerine ulaştılar,” diyerek şu bilgileri verdi:


“Danfoss Türkiye değişiyor, büyüyor ve güçleniyor, sloganıyla başladığımız yeniden yapılanma sürecinde bayilerimizle daha güçlü bir iş ortaklığı oluşturarak, daha iyi bir takım olmaya başladık. Bu sayede, sektör büyümesinin kat kat üzerinde, yüzde 30 oranında bir büyüme gerçekleştirdik. Danfoss Türkiye’nin yeni kurulan marketing bölümü ile tüm bayilerde; tek tip dekorasyon, digital marketing, fuar ve seminerlerdeki destek ile değişimi başlattık. Ayrıca e-learning uygulamasının temelini atan Danfoss, yılın 2. yarısında 200’ün üzerinde teknik ve sistem çözümü eğitimini de online başlatacak. Müşteri hizmetleri bölümünü kuran Danfoss teklif verme, telefonda her türlü soruları tek bir standart ile anında yanıtlama, aynı gün şikayet çözümü, yeni lojistik ve sipariş takip etme uygulaması ile bayilere yönelik hizmetlerini sektör ortalamasının üzerine taşıdı.


Danfoss Türkiye


Servis ve teknik eğitim alanında da yeni servisleri, eğitimleri ve sistem çözümleri desteği ile bayilere teknik danışmanlık hizmetini başlattı.”


Flojgaard: Türkiye örnek ülke konumunda


Bayi toplantısında Danfoss ile ilgili global gelişmeleri paylaşan Leif Flojgaard ise, Danfoss Group’un bu yılın ilk 3 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13’ün üzerinde büyüdüğünü söyledi. Leif Flojgaard, Danfoss Türkiye’nin, Danfoss Group içerisinde en çok büyüyen şirket olduğunu aktardı. Flojgaard, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Danfoss Group’un büyümesinde en başarılı olduğu ülke Türkiye. Türkiye’deki yeni yapılanmadan büyük memnuniyet duyuyoruz. Türkiye, grup içerisinde örnek ülke konumuna geldi. Bu başarıda payı olan tüm iş ortaklarımıza teşekkür ederken, Türkiye’ye verdiğimiz önemin de artarak devam edeceğini ifade etmek istiyorum.”


Danfoss Türkiye


Yılda iki kez bölgesel bayi iletişim toplantısı düzenleyen Danfoss Türkiye böylece iş ortaklarıyla yenilikler ve yılın 2. yarısı için planlanan aksiyonları paylaşıyor. Danfoss Türkiye üst düzey yöneticileri ile bir araya gelme imkanı bulan iş ortakları, ayrıca oynanan takım oyunları ile birbirleriyle iletişimi artırıp, ekip olarak birbirleriyle daha iyi sinerji oluşturma fırsatı da yakalıyorlar.



Danfoss Türkiye, ilk 4 ayda 6 aylık hedeflerine ulaştı!

Bu yazın perişanı değil kralı olun!

Dünyanın en çok satan klima markası General’in yeni kampanyası yayında.



Seslendirmesini Haluk Bilginer’in yaptığı, Japon klima devi General’in Türkiye reklam kampanyasında, bu yaz tarzınızın ne olacağı soruluyor. Modası geçmiş alışkanlıklarla serinlemeye çalışıp perişan olanlara General Klima önerilerek “Bu yazın perişanı değil kralı olun” deniyor.


Dünyanın en çok satan klima markası olan Japon General, 25 yıldır distribütör üzerinden satıldığı Türkiye’de, geçtiğimiz yıl itibari ile kendi ofisini açtı. Haluk Bilginer’in seslendirdiği kampanyada, eski moda serinlemeye devam edenlere, General’in yeni, modern ve sağlıklı klimaları öneriliyor.


Reklam Veren : FG EUROPE TÜRKİYE / GENERAL KLİMA

Kullanılan Mecralar : Televizyon, Radyo, Basın, İnternet, Outdoor

Reklam Veren Temsilcisi : Ohno Toshiyasu, Ahmet Olaş

Reklam Ajansı : VOS

Ajans Başkanı ve Yaratıcı Bölüm Başk. : Onur “Orhan” Hınçer

Yaratıcı Ekip : Kaan Koç, Gürol Orhan, Güneş Akyürek

Müşteri İlişkileri : Dilek Dündar, Burçin Kebabcı

Seslendiren : Haluk Bilginer

Müzik : Tolga Türüz ve Ortağı – Opus Audio

Medya Ajansı : Zet Medya

PR Ajansı : Pozitif PR



Bu yazın perişanı değil kralı olun!

17 Haziran 2015 Çarşamba

Ultra filtrasyon ile kum filtresinin karşılaştırılması!

Kum filtresine kıyasla çok yeni bir teknoloji olan UF-Ultra Filtrasyon Tekniği’nin kullanımı ülkemizde de artıyor. 0,02 mikron seviyesine kadar suyu filtrelediği için STERİL SU üreten UF tekniği, dünyada şehir suyundan kaynak suyuna kadar birçok uygulama alanında görev yapıyor ve birçok projede kum filtresinin yerini alıyor.


2007 yılında Su ve Çevre Dergisi’nde yayınlanmış olan “UF-Ultra Filtrasyon” ile ilgili makalemizde bu teknoloji için “YENİ BİR TEKNOLOJİ” cümleciğini kullanmıştık. 2007 yılı için bu cümlecik doğruydu; geçtiğimiz 8 yıl içinde ise UF tekniği, dünyada ve ülkemizde yerini almaya başladı. Birçok su arıtma projesinde yine kum filtreleri ve kum yerine başka dolgular ile yapılan dolgu filtreler ve çok katmanlı filtreler kullanılmaya devam ediyor. Ancak UF tekniği ucuzladıkça kum filtresi ve dolgu filtre, yerini UF’ye bırakacaktır görüşündeyiz. Tabii ki kum filtresinin tamamen piyasadan kalkacağını düşünmüyoruz, çünkü dere suları gibi çok zorlu suların arıtımında, bazı özel soğutma sularında kum filtresi ve dolgu filtreleri, içlerinde yüksek hacimde katı tutma yeri oldukları için “HAMBAL FİLTRE” olarak her zaman kullanılacaktır. (“Kum Filtresi” adı ile anılan filtreler eskiden yalnızca, içinde kuartz kumu olan basınçlı kaplardı. Bugün ise, aynı basınçlı kaplar içine kuartz kumdan başka dolgu malzemeleri eklenerek “Çok Katmanlı Filtreler” ve yalnızca özel dolgular içeren “Dolgu Filtreler” imal ediliyor. Bu yazımızda, okuyucuya kolaylık olması açısından, bu paragrafta tarif ettiğimiz filtrelerin hepsini “KF – Kum Filtresi” adı ile anacağız.)


Kum Filtresi Grubu

Kum Filtresi Grubu


 


 


 


 


 


 


Filtreleri, katı tutma yöntemi açısından karşılaştıralım…


Kum Filtreleri, su içindeki istenmeyen katıların, basınçlı kap içindeki dolgu tanecikleri arasında sıkışıp takıldığı ve böylece sudan ayrıldığı bir su filtresidir. Suyun filtre dolgusundan geçiş hızı azaldıkça filtrasyon kalitesi iyileşir. Bazı özel dolgular sayesinde KF tekniği ile 10 mikron seviyesine kadar suyu filtreleyebiliyoruz.


UF tekniğinde su, delik çapı belirli mambran yüzeylerinden geçerek filtrelenir. Su hızının düşük veya yüksek olması suyun filtrasyon kalitesini değiştirmez, birkaç UF imalatçısının garanti ettiği filtrasyon seviyesi 0,02 mikrondur ve bu seviye her tür mikroorganizmadan daha küçüktür.


Filtreleri, kullanım yerleri açısından karşılaştıralım…


UF icat edilmeden önce dünyada en geçerli filtre KF türleri idi. KF’nin neredeyse sınırsız kullanım alanı bulunur. Özellikle çok kirli yüzey sularında, içinde biraz petrol yağı bulunan soğutma sularında KF kullanımı devam ediyor, çünkü UF’nin yapısı yüksek yoğun kirlilik için ve petrol yağı için hiç uygun değildir.


UF Ön Filtresi Olarak Diskli Filtre (solda), İçme Suyu için UF Sistemi.

UF Ön Filtresi Olarak Diskli Filtre (solda), İçme Suyu için UF Sistemi.


 


 


 


 


 


Filtreleri, işletmede kapladığı alan açısından karşılaştıralım…


KF kötü şartlarda çalışabilen bir filtre tekniği olduğu için çok yoğun kirliliği olan yüzey suları dışında ön filtre ihtiyacı duymayan bir filtredir. Oysa UF’nin önünde muhakkak 120-200 mikron seviyesinde bir ön filtre bulunmalıdır. Dolayısıyla iki tür filtreyi ön filtreleri ile beraber düşündüğümüzde, işletmede kapladıkları alan birbirine yakın olur.


Filtreleri, ters yıkama suyu açısından karşılaştıralım…


Burada bir örnek ile hesap yapmak daha açıklayıcı olacaktır. Örneğin çok kirli olmayan 20 m3/h kapasiteli bir su debisi için 1,6 metre çapında bir KF kullanıldı. KF’nin yüksek miktarda katı barındırma kabiliyeti sebebiyle bu filtreyi günde bir kez ters yıkamak yeterli olabilir. KF ters yıkama hızı 30 m/h seviyesinde olursa ve ters yıkama 15 dakika, durulama 3 dakika olursa, bu KF’nin bir günde harcadığı atıksu miktarı 16 m3/gün olur.


20 m3/h debili bir UF cihazı için 240 m2 mambran yüzeyi olan UF kullanırsak, bu UF cihazı günde 24 kez BİR dakikalık ters yıkama yapabilir. Ters yıkama debisi 55 m3/h olursa, UF’nin bir günde harcadığı atıksu miktarı 14,6 m3/gün olur.


Filtreleri, mikrobiyolojik üreme açısından karşılaştıralım…


KF içindeki hacim çok büyük ve su hızı düşük olduğu için KF içinde mikrobiyolojik üreme riski her zaman vardır. KF içinde üreyen her şey, KF’den çıkan filtrelenmiş su ile beraber iyi su hattına gider. UF tekniği bu açıdan risk taşımaz. Çünkü, UF’nin giriş suyu ile gelen mikroorganizmalar UF’nin “ham su” tarafında kalır, kesinlikle UF’nin filtrelenmiş su tarafına geçemez. Buna rağmen, bazı yanlış sistem tasarımları sebebi ile UF’nin üretim suyu içinde bakteri olabilir.


Filtreleri, ömürleri açısından karşılaştıralım…


KF tankı sentetik, paslanmaz çelik, daldırma galvanizli veya yüksek kalitede epoksi kaplamalı ise, KF tankı uzun ömürlü olur. İyi tasarlanmış olan ve içinde mikrobiyolojik üreme olmayan bir KF’de dolgu malzemesi de uzun ömürlü olur.


UF tekniği dünyada daha yeni bir teknoloji olmasına rağmen UF’nin de uzun ömürlü olduğuna şahit oluyoruz; çünkü bizim kurmuş olduğumuz ilk UF sistemleri şu anda DOKUZ yaşında ve bugün sorunsuz olarak çalışmaya devam ediyor.


Deniz Suyu için UF Sistemi (Üstte) Yüksek Kapasiteli UF Sistemi (Altta)

Deniz Suyu için UF Sistemi (Üstte)
Yüksek Kapasiteli UF Sistemi (Altta)


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


UF tekniğinin çok başarılı olduğu iki tatbikat


Ters Ozmoz Ön Filtresi olarak UF: TO-Ters ozmoz cihazının ÜÇ ana sorunu vardır: “giriş suyu ile gelen katılar”, “giriş suyu ile gelen mikroorganizmalar” ve “mambran içinde oluşan kristaller”. UF ile ön şartlandırması yapılan bir TO sisteminde iki sorun ortadan kalkar, çünkü UF bakteri ve katı geçirmez. Bu açıdan bakıldığında, TO öncesi UF tekniği KF’ye göre çok avantajlıdır.

TO öncesi UF, gerek deniz suyu ters ozmoz sisteminde olsun, gerekse kuyu ve göl suyu ile beslenen TO sisteminde olsun, ham suyun UF ile hassas filtrasyonu sayesinde TO cihazı daha yüksek kapasitelerde çalıştırılabilir, mambran yıkamaları azalır ve TO mambran ömrü çok uzar. Bu nedenle son yıllarda TO öncesi filtrasyon olarak alışılagelmiş KF yerine UF tekniği kullanılması yaygınlaşıyor.


Atıksu Arıtımında UF: UF’nin çok başarılı olduğu diğer tatbikat UF’nin bir türü olan “MBR” (Membrane Bio Reactor) adı ile anılan bir tür UF’nin atıksu arıtımında kullanılmasıdır. MBR sistemi mikrobiyolojik maddeleri geçirmediği için biyolojik atıksu arıtma sistemlerinde çok başarılıdır. MBR sistemi, klasik biyolojik arıtma sistemlerine kıyasla az yer tutar ve bu sistemden çıkan “deşarj suyu” içinde hiçbir canlı bulunmaz; dolayısıyla MBR ile yapılan atıksu arıtım sistemlerinin tabiata deşarjı yüksek kalitede olur.


UF Tekniğinin Avantajları: Yukarıdaki paragraflarda, UF’nin KF’ye kıyasla bazı avantajlarını gördük. Ülkemiz için yeni olan bu harika su filtrasyon tekniğini daha iyi tanıyabilmemiz için UF avantajlarını tekrarlamakta yarar görüyoruz:


– UF birimleri suyu 0,02 mikron seviyesinde filtreledikleri için STERİL SU üretir.

– UF sistemi, tam otomatik ters yıkama ve kimyasal dezenfeksiyon grubunu da içeren komple bir sistemdir. Kartuş filtreler ile yapılan filtrasyon işlemine kıyasla en büyük avantajı, EL DEĞMEDEN TAM OTOMATİK TERS YIKAMA ve KENDİ KENDİNİ DEZENFEKSİYON özelliğidir.

– UF birimleri düşük pH ve yüksek pH özellikli kimyasallara ve 200 ppm gibi yüksek klorlu suya dayanıklıdır, bu nedenle UF dezenfeksiyonu çok başarılı olur.

– UF birimleri ayırdıkları katıları kolayca dışarı atar. Bu sebeple UF öncesi 100-150 mikron seviyesinde suyu filtrelemek yeterli olur.

– UF ile filtrasyon 3 bar kadar su basıncı ile yapıldığından işletme gideri düşüktür.

– UF birimleri çok uzun ömürlüdür, filtre kartuşu gibi sık sık değiştirilmez.


UF tekniği çok başarılı bir filtrasyon tekniği olmasına rağmen UF’yi bir “MODA FİLTRE” haline getirmek ve her tür suyun filtrasyonunda UF kullanmak risklidir. Dolayısıyla su filtrasyonu ihtiyacı olan işletmelere şunu hatırlatmak isteriz: UF veya başka bir filtre tekniğinin başarılı ve uzun ömürlü olması için su tekniğinde uzman bir şirket ile işbirliği yapılmalıdır.


Su ve Çevre Teknolojileri



Ultra filtrasyon ile kum filtresinin karşılaştırılması!

Yazın en sıcak kampanyası “DemirDöküm’den Tabii ki”

Türkiye’nin öncü markalarından DemirDöküm, “DemirDöküm olan her ev, Türkiye’nin en sıcak yeridir” sloganı ile bu yazın en içten en sıcak kampanyalarından birini başlattı. 61 yıldır Türkiye’deki ailelerin en sıcak üyesi olmayı başaran DemirDöküm, bu kez ülkenin dört bir yanından çocuklarla birlikte “DemirDöküm Tabii ki” diye sesleniyor.


Yazın en sıcak kampanyası “DemirDöküm’den Tabii ki”


61 yıldır evleri sıcak birer yuvaya dönüştüren Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan DemirDöküm, yeni reklam kampanyasında “Türkiye’nin kombisi DemirDöküm Tabii ki” sloganını çocukların kalbinden geçenlerle birleştiriyor ve onların dilinden sesleniyor.


Türkiye’nin dört bir yanından çocukların, “Türkiye’nin en sıcak yeri neresi?” sorusuna verdikleri şaşırtıcı ve samimi cevaplar kampanyanın ana sloganında birleşiyor. DemirDöküm bu kampanya ile birlikte hem çocukların hem ailelerin kalbine dokunmayı hedeflerken; sıcak, samimi, dinamik ve yenilikçi yüzünü tüketicisi ile yeniden buluşturuyor.


Yönetmenliğini Özer Feyzioğlu’nun yaptığı reklam filmi 2 günde tamamlandı. Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerini temsilen farklı şehirlerden 20 çocuk ile 15 ayrı sette çekimler gerçekleştirildi. Çocuklar, “Türkiye’nin en sıcak yeri neresi” sorusuna hem kendi yörelerini hem de DemirDöküm sıcaklığını öne çıkaran yanıtlar verdi. Çocuklar oyunlarını oynarken doğal kareler yakalanmaya özen gösterildi, yorulmadan, sıkılmadan eğlenceli bir şekilde çekimleri tamamlamaları sağlandı. Filmin dış sesi ve şarkısı ise pop müziğinin usta ve sıcak sesi Yaşar tarafından seslendirildi.



Yazın en sıcak kampanyası “DemirDöküm’den Tabii ki”

16 Haziran 2015 Salı

AFS'den İspanya'ya 5 milyon Euro'luk yatırım!

AFS Boru Sanayi A.Ş, İspanya’nın Barselona şehrine 5 milyon euroluk yatırımla flexible hava kanalı üretim tesisi kuruyor.


Türkiye’de iklimlendirme sektöründe çeyrek asırdır faaliyet gösteren AFS, flexible hava kanalı üretim kapasitesini ve yurtdışı pazarlardaki etkinliğini artırma projesi kapsamında 5 milyon euroluk yatırım anlaşması imzaladı. AFS, flexible hava kanalı üretim kapasitesini İspanya’da 5 milyon euroluk yatırımla hayata geçirdiği üretim tesisi ile güçlendirecek.


AFS Genel Müdürü Zeki Poyraz

Katalonya Sanayi ve Ticaret Bakanı Felip Puig ve AFS Genel Müdürü Zeki Poyraz


AFS Genel Müdürü Zeki Poyraz ile Katalonya Sanayi ve Ticaret Bakanı Felip Puig arasında 9 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda 5 milyon euroluk yatırım anlaşması imzalandı. Puig, her türlü yardıma hazır olduklarının altını çizdi.


12 bin metrekare alan üzerine kurulan AFS üretim tesisi ile ilgili görüşlerini dile getiren AFS Genel Müdürü Zeki Poyraz, yatırımın tamamen üretim ve satış odaklı olduğunu vurguladı. Üretim kapasiteleri ve ürün yelpazelerini her geçen gün genişlettiklerini belirtip, ihracatta artışa yönelik çalışmalarına öncelik verdiklerini açıkladı.


AFS’den İspanya’ya 5 Milyon Euroluk Yatırım


Flexible hava kanallarından fanlara, ısı geri kazanım cihazlarından hava perdelerine kadar pek çok ürünü bünyesinde barındıran AFS, flexible hava kanalı üretimi ve satışındaki iddiasını İspanya’ya taşıdı.


TİM 2015 Mayıs ayı verilerine göre 10 milyar 819 milyon ihracat payına sahip olan Türkiye’de iklimlendirme sektör payının 298 milyon olduğunu dile getiren Poyraz, Türkiye’de iklimlendirme sektörünün ihracat payının artması gerektiğini kaydetti. 2015 yılının ilk 5 ayında sektörün büyümeye devam ettiğine dikkat çeken Poyraz, kurdukları üretim tesisi ile başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada ihracat oranlarını artırmayı hedeflediklerini bildirdi.


AFS’den İspanya’ya 5 Milyon Euroluk Yatırım


Avrupa’nın en büyük flexible hava kanalı üretim merkezi olmayı hedefleyen AFS, İspanya’da açtığı üretim tesisi ile ihracat oranlarını artırmayı planlıyor.



AFS'den İspanya'ya 5 milyon Euro'luk yatırım!

Doğru pompa yatırımı için izlenecek 11 yol!

1- POMPA NE İÇİN TALEP EDİLMEKTEDİR


Pompalar hayatımızın her alanında kullanılabildiği için öncelikle pompa gereksiniminin neden olduğuna karar verilmesi gerekmektedir. Transfer, dozaj, sirkülasyon, basınçlandırma gibi seçeneklerden hangisi amacımıza yönelik ise işin en başından seçim kriterlerini daraltmış ve doğruya yönelmiş oluruz.


Örneğin bir kimyasal dozajı söz konusu ise dozaj pompası alternatiflerine, tanklar, depolar vs arası transfer söz konusu ise muhtelif transfer pompalan alternatiflerine, sabit yada mobil kullanım söz konusu ise buna göre pompa türlerine yönelerek seçim için doğru noktadan başlamış oluruz.


2- AKIŞKAN ÖZELLİKLERİ BELİRLENMELİDİR


Doğru pompa yatırımı yapabilmek için transfer edilecek akışkanın özellikleri tespit edilmelidir. Bu parametreler yoğunluk (gr/cm3), vizkozite cP), pH, kimyasal ise yüzdesel konsantrasyon oranı, katı parçacık içeriyorsa yüzeysel olarak içeriği ve parçacık boyutu ile sıcaklık değeridir.


3- PROSES DEĞERLERİ ORTAYA ÇIKARILMALIDIR


Pompanın kullanılacağı noktada emiş ve basma şartları yatırımımın doğru yapılması için gereklidir. Tesiste kullanılacak noktada akışkan pompaya cazibe ile geliyor mu ya da emiş yapılması gerekiyor mu sorusu basma hattı detaylarının ve pompa türünün belirlenmesi için önemlidir. Eğer emiş yapılması gerekecekse pompanın kuruda (boşta) çalışmasını önlemek için ilave aksesuarlar planlanabilir. Pompanın çıkış hatta için de ilgili şartlar ortaya konulmalıdır.


4- PERFORMANS DEĞERLERİ NEDİR?


İşletmede pompanın kullanılacağı akışkan için ihtiyaçlar nedir belirlenmelidir Kapasitemiz m3/saat, lt/dk gibi değerler ile ilerde olabilecek ihtiyaçlar da düşünülerek ortaya konulmalı, bunun yanında pompa çıkışındaki basınç bar, mbar, metre gibi değerler ile belirlenmelidir. Eğer basınç değeri ortaya konulamıyorsa mevcut yada kurulacak borulama hatları yada çaplarından yola çıkılarak akışkan özellikleri de ortaya konularak hesaplama yapılmalıdır.


5- POMPANIN ÇALIŞMA PERİYODU


Bu kriter doğru pompa yatırımı yapılması için önemlidir. Eğer 7 gün-24 saat esasına göre çalışacak bir pompa arıyorsak, ağır hizmet tipi proses pompasından bahsediyoruz demektir. Ama günün yada haftanın belirli zamanlarında kısa bir zaman dilimi için çalışacak bir ürün gereksinimimiz varsa daha farklı ve ekonomik alternatifler değerlendirilebilir. Örneğin peristaltik pompa seçiminde sürekli çalışma söz konusuysa 10-15 devir/dakika gibi hızda seçim yapabiliyorken, 2 saat çalışıp 1 saat durarak çalışma söz konusu ise 50-60 devir/dk, günde sadece 1-2 saat gibi bir süre çalışılacaksa 90-100 devir/dk hızlarda seçim yapılabilir.


6- GÜÇ ALTERNATİFLERİ


Pompalar elektrik, basınçlı hava, hidrolik basınç, dizel motor yada araç şaftından güç alarak çalıştırılabilir. Tesiste bulunan alternatifler yada mobil bir pompa kullanılacaksa mevcut imkanlar değerlendirilerek en doğru tahrik alternatifi seçilmelidir. Seçilen bu alternatif motor için gücün belirlenmesi de öncelikle pompa karakteristik eğrilerinden olacak, sonrasında akışkan ve hat özellikleri de dikkate alınacaktır.


7- KONTROL ALTERNATİFLERİ


Kullanılacak pompa sabit performans değerlerinde mi çalışacak yoksa proses değerlerine göre kapasite ayarı söz konusu olacak mı konusu da karar verilmesi gereken bir kriterdir. Eğer kapasite değişimleri söz konusu olacaksa bu işlem manuel olarak elle yada harici bir sinyalle otomasyon sisteminden mi yapılacak konusu değerlendirilmeli, pompa kontrol mekanizmasının, tahrik motoruna akuple yada harici kaynaklarla yapılması konusunda dizayn gerçekleştirilmelidir.


8- AKSESUAR SEÇİMİ ÖNEMLİDİR


Proses şartlarına ve pompaların türlerine göre hem pompa üzerinde, hem de emiş ve basma hatlarında kullanılabilecek birçok aksesuar ve güvenlik donanımı seçeneği mevcuttur. Bu seçeneklerin hepsini her zaman kullanmak gerekli değildir ama bazı alternatifler, hayat kurtarabilecek şekilde önem arz edebilirler. Örneğin pompanın boşta çalışması gibi bir durum söz konusu ise kuruda çalışma önleme sistemi, eğer basma hattında yüksek basınç oluşma riski varsa yüksek basınç önleme sistemi yada basınç tahliye sistemi, eğer stabil bir akış isteniyor ama seçilen pompa türü pulsasyonlu bir model ise pulsasyon damperi kullanılmalıdır.


9- TESİSATTA OLMAZSA OLMAZLAR


Kurulan pompa sistemimizde gerektiğinde sorunsuz bakım yapılabilmen ve müdahale edilebilmen açısından emiş ve basma hatlarına mutlaka keski vanalar tesis edilmelidir. Uzun boru hatları söz konusu olacaksa her durumda titreşim önleyici kompansatör yada esnek bağlantı kullanılması önemlidir. Ayrıca sistem performansının izlenmesi için emiş ve basma hatlarında basınç göstergeleri yada sensörleri kullanılması herhangi bir olumsuz durumda gözlem yapılıp müdahale edilebilmesini sağlar.


10- İHTİYAÇ DUYULAN ULUSLARARASI NORMLAR


Standart uygulamalarda seçilen pompalar için herhangi bir sertifikasyona gereksinim duyulmazken bazı sektörlerdeki uygulamalarda ortamın yada akışkanın özellikleri gereği ATEX normları ve Ex-Proof özellikleri aranır. Bu gereksinim patlayıcı ve parlayıcı akışkan uygulamaları için olmazsa olmazdır. Gıda, kozmetik ve ilaç sektörlerinde ise hijyenik standartlar gereği uluslararası sertifikalar olan 3A Sanitary ve FDA sertifikalan gerekmekte, ilgili pompaların bu normları sağlayacak şekilde üretilmesi ve sertifikalandırılması gerekmektedir.


11- DOĞRU POMPA YATIRIMI İÇİN İZLENECEK


Hayatımızda var olan tüm ürünlerde tılduğu gibi tesisimiz için kullanılarak pompa için de seçim ve alımda en önemli hususlardan birisi de tedarikçi firmadır. Proses şartlarının belirlenmesinden pompanın seçimine, temin edildikten sonra devreye alınmasına, kullanım esnasında ve sonrasında oluşacak yedek parça ve servis ihtiyaçlarına yanıt verebilecek, mühendislik hizmetleri sunabilecek bir ekiple çalışabilmek önemlidir. Yatırımın doğru yapılması ve uzun ömürlü olması için bahsedilen tüm kriterlerin yanında tedarikçi firma seçimi de çok önemli olup konu titizlikle değerlendirilmelidir.


Prosesin ve akışkanın karakteristik özelliklerine göre doğru pompayı seçmek ve kullanmak, işletme maliyetlerini olumlu yönde etkilemektedir. Pompa Yatırımının doğru yapılması, sorunsuz ve problemsiz üretim gerçekleşmesini sağlamakta, enerji maliyetlerini optimize etmekte ve servis, bakım ve yedek parça için harcanan zaman ve maliyetleri düşürmektedir. Doğru pompa yatırımı için izlenecek 11 Yolu Aşkın Kaya, Sektörel Tanıtım Proses Otomasyonu Dergisi ile paylaştı.



Doğru pompa yatırımı için izlenecek 11 yol!

Anel Grup'ta atama!

Anel Grup’un, Mekanik Tasarım Koordinatörlüğüne, uzun yıllar yurtdışında çeşitli projelerde yer alan Yüksek Mühendis Nejat Babür atandı. Nejat Babür yeni görevinde Anel Grup’un gelecek projelerine önemli katkılar sağlayacak.


ANEL GRUP’UN YENİ MEKANİK TASARIM KOORDİNATÖRÜ NEJAT BABÜR OLDU


İmza attığı projelerde fark yaratan, hizmet anlayışıyla elektrik ve mekanik sektörünün önde gelen markalarından Anel Grup, Mekanik Tasarım Koordinatorü görevine mekanik tasarım endüstrisinde yıllarca görev yapmış, tecrübeli isim Yüksek Makine Mühendisi Nejat Babür’ü getirdi. Nejat Babür, bu göreviyle birlikte, Anel Grup enerji ve taahhüt alanındaki projelerinin mekanik tasarımının sorumluluğunu üstlenecek.


İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Babür, Ortadoğu Üniversitesi’nde yüksek lisans ve Arizona Üniversitesi’nde doktorasını yaptı. Doktora yaptığı dönem süresince Enerji Mühendisliği bölümünden ikinci yüksek lisans derecesini aldı. Uzun yıllar yurt dışında, IPS, CH2M Hill ve Jacobs Engineering gibi şirketlerde üst düzey yöneticilik yapan ve çeşitli projelerde yer alan Babür, son olarak ABD’de faaliyet gösteren STV şirketinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 27 yıl aradan sonra ülkesine dönen ve Anel Grup bünyesine katılan Nejat Babür, tecrübeleri ve bilgileriyle yeni projelere hayat verecek.



Anel Grup'ta atama!

Dünyanın 7. harikası!

İMBAT roof top klimada  Dünya’da Eurovent sertifikasına sahip 7. firma oldu.


Dünya markası olma yolunda her geçen gün daha fazla yol alan ve Türkiye’ de birçok ilki gerçekleştiren İMBAT; tasarımı, ve üretimi ile tamamen Türk malı olarak ürettiği rooftop klima cihazlarında Eurovent sertifikasının sahibi oldu.


Eurovent sertifikası firmaların ürettiği klima cihazları için;


  • Soğutma kapasitesi

  • Isıtma kapasitesi

  • EER

  • COP

  • Enerji sınıfı

  • Dış ses seviyesi

  • İç ses seviyesi

Testlerinin EN 14511 ve EN 12102 Avrupa standartlarına göre, akredite ve bağımsız kuruluşlar tarafından yapılması ve doğruluğunun onaylanması anlamına gelmektedir.


rooftop-uretim-siyah (37)


Eurovent sertifikalı İMBAT rooftop klima özellikleri:


Türk mühendisliği, Ar-Ge’si ve Türk işçisinin emekleri sonucu ortaya çıkan İMBAT yerli roof top klima cihazlarında dikkat çeken standart ve opsiyonel özelliklerinden bazıları;


  • 20-370 Kw arasında kapasite aralığı,

  • Termodinamik ısı geri kazanımı,

  • Asimetrik kompresör uygulaması ile kısmi yüklerde yüksek verim,

  • Kompresörde inverter uygulaması,

  • Çift cidarlı, taş yünü dış izolasyon,

  • Doğal gazlı ısıtma,

  • % 100 e kadar taze hava oranında çalışabilme,

  • Her model için üç farklı hava debisi,

  • Entalpik veya termal freecooling,

  • Paket cihaz  kurulum kolaylığı,

  • Sıcaklık, nem ve iç hava kalitesi kontrolü,

  • Taze hava oranını otomatik olarak ayarlayabilme,

  • Termodinamik, tamburlu ve plakalı ısı geri kazanımlı modeller,

  • Plug fanlı modeller ile değişken hava debisi ve düşük enerji sarfiyatı,

  • Elektronik expansion valfi modeller,

  • Günlük, haftalık programlama imkanı sağlayan, cihazın tam otomatik çalışmasını temin eden gelişmiş elektronik kontrol paneli,

  • Uzaktan kumanda ve kontrol ile bina yönetim sistemine bağlanabilme,

  • Çevre dostu, R410 A soğutucu akışkanlı,

  • Sıcak sulu, heat-pump veya elektrikli ısıtma,

  • 3 kademe filtrasyon imkanı (G4+F7+F9),

  • Su soğutmalı kondenserli modeller,

  • Özel projelere uygun dizayn ve imalatta esneklik,

  • ISO 9001:2008 ve ISO 14000 kalite yönetim sistemi, TSEK kalite belgesi ve CE ve Eurovent sertifikası ile üretilmektedir.

Uluslar arası pazarda İMBAT roof op klimaları :


İMBAT rooftop klima pazarının ülkemizde olduğu kadar uluslar arası alanda da yükselen markası durumuna gelmiştir.


İmbat rooftop klima cihazları Türkiye dışında, İngiltere, Almanya, Rusya, Polonya, Romanya, Yunanistan, Somali gibi Dünyanın her iklim bölgesindeki ülkelerde de kullanılmaktadır.


İMBAT, MBT Marka rooftop Klima Cihazları ile Esnek, Ekonomik ve Enerji Verimli Çözümler Sunuyor


Her geçen gün enerji verimliliğinin öneminin arttığı çağımızda, iklimlendirme sistemlerinin sadece ilk yatırım maliyeti değil, kullanım şartlarına uygun esnek çözümler ve işletme maliyeti de büyük önem arz etmektedir.


Faaliyet gösterdiği alanda pazarın ve müşterilerinin ihtiyaçlarını en üst seviyede karşılamayı ilke edinen İMBAT ağırlıklı olarak ithal cihazların hakim olduğu paket klima cihazı pazarında yine ilklerden biri olarak yerli üretim klima cihazları ile sektörüne hizmet vererek imalat sanayinin gelişmesine ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.


İMBAT tarafından MBT markası ile imalatı yapılan rooftop klima cihazları enerji verimliliği, ilk yatırım maliyeti, ekipman ve işçilik kalitesi, projeye uygun esnek çözüm alternatifleri ve özgün dizaynı ile dikkatleri üzerine çekiyor.


Gerek konfor uygulamalarında gerekse özel proses uygulamalarında referansları hızla artmakta olan MBT klima cihazları uygun teslim süreleri ile de tercih sebebi durumda.


 



Dünyanın 7. harikası!

15 Haziran 2015 Pazartesi

Aves, kojenerasyon tesisi kurmayı planlıyor!

Aktif olarak dizel & ham ayçiçeği yağı ticareti yapan Aves, çoklu-tohum kırma, rafinaj ve biyodizel üretim tesisindeki yatırımlarını tamamladı. Aves son olarak 2016-2017 yılında enerji verimliliğini artırmak için kojenerasyon tesisi kurarak çevre dostu bir tesis olmayı hedefliyor. Firma bu yatırımla ayrıca enerji maliyetleriyle birlikte karbon ayak izini de düşürmeyi planlıyor.


Aves Enerji Yağ ve Gıda Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Onat Angı


Aves Enerji Yağ ve Gıda Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Onat Angı, Aves’in 20 yılı aşkın bir süredir uluslararası emtia ticareti alanında faaliyet gösterdiğini söylerken, geçmişte petrolden çimentoya, kükürtten kroma kadar birçok emtiayı çeşitli ülkelerden alıp sattıklarını belirtti. Bu anlamda tedarik zinciri ve lojistik konularında oldukça deneyim sahibi olduklarını ifade eden Angı, 2010 yılında, grup şirketlerinden Aves Depoculuk ve Antrepoculuk A.Ş.’nin çoğunluk hissesini ABD’nin petrol depolama devi NuStar’a sattıklarını ve grubun gelişiminde bu satışın kilit rol oynadığını vurguladı. Angı, 2012 yılında büyük ölçüde bu satıştan gelen fonlarla Mersin’de Türkiye’nin en büyük ve entegre yağlı tohum işleme tesisi yatırımını yaptıklarının altını çizerken, 2012 yılından itibaren tamamen tarımsal emtia, özellikle de yağlı tohumlar ve bitkisel yağların ticareti üzerinde yoğunlaştıklarını ve ağırlıklı olarak tesislerinde işleyebilecekleri ürünlerin alım satımını yapmaya başladıklarını anlattı. Bununla bağlantılı olarak 2014’te Erbil’de Irak’ın ilk ve tek bitkisel yağ rafinasyon ve paketleme tesisinin yatırımına başladıklarına dikkat çeken Angı, yatırımlarını şöyle anlattı: “Bu yılın Mart ayında paketleme tesisini devreye aldık ve önümüzdeki ay da rafineyi devreye almayı planlıyoruz. Yine bu iki tesisin entegrasyonu ve Erbil fabrikasının hammadde tedarikini sağlamak üzere 70 adet tanker yatırımı yaparak nakliye filomuzdaki araç sayısını 100’e çıkardık. Biodizel tesisimizin EPDK lisansını Aralık ayında alarak 2015 başında satışa başladık. Yerli tarımın desteklenmesi adına önemli bir yatırımdı. Mersin tesisindeki rafineri kapasite artırımı da 2014 sonunda tamamlandı. Şu anda devam eden ikinci kırma ünitesinin Ağustos ayında devreye alınması planlanıyor. Bundan sonra yapacağımız büyük bir yatırım kalmadı. Paketleme ve depolama kapasitelerinin ve verimliliklerinin artırılması için 2015 ve 2016 yıllarında nispeten küçük bütçeli yatırımlar yapacağız. Son olarak 2016-2017 yılında enerji verimliliğini sağlamak için Mersin’deki tesisimize bir kojenerasyon tesisi kurmayı planlıyoruz. Bu yatırımla enerji maliyetlerimizle birlikte karbon ayak izimizi de düşürerek çevre dostu bir tesis olmayı hedefliyoruz.”


750 bin tonun üzerinde hammadde işleyebiliriz


Onat Angı, Mersin’deki tesislerinde kırma kapasitelerinin, yapımı devam eden ikinci üniteleri tamamlanınca günlük 1500 tona çıkacağını ifade ederken, ikinci kırma ve ekstraksiyon ünitelerinin ise Türkiye’de üretilen ve kurulu olan en yüksek kapasiteli ünite olduğunu vurguladı. Ayrıca günde 700 ton ham yağ rafine edebildiklerini ve 800 ton paketleme yapabildiklerini aktaran Angı, biodizel ünitelerinin günlük kapasitesinin de 150 ton olduğunu bildirdi. “Böylece yılda 750 bin tonun üzerinde hammaddeyi işleyebilecek durumdayız” diyen Onat Angı,

Erbil’deki tesisin ise günlük 200 ton rafine ve 600 ton paketleme kapasitesine sahip oluğunu dile getirdi. Angı, “Küçük bir yatırımla rafinasyon kapasitesini 700 tona paketlemeyi ise 800 tona çıkarabilecek durumdayız” dedi.


Küspe ihracatında pazar lideriyiz


Yurtiçinde ürettikleri ham yağ, rafine yağ, küspe ve biodizel ile tüm bölgelere ulaştıklarını aktaran Angı, nakliye avantajı nedeniyle satışlarını ağırlıklı olarak Çukurova, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerine yaptıklarını söyledi. Yurtdışında ise ana ihracat pazarlarının hızla tüketimi artan, genç nüfusu yüksek Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olduğuna dikkat çeken Angı şöyle devam etti: “Biz aslında 4 kategoride ürün üretiyoruz. Kırma tesisimize giren yağlı tohumlar ham yağ ve küspe olarak çıkıyor. Küspe, yem sanayiinin temel girdilerinden biri ve bizim de müşterilerimiz bölgemizde sayıları ve kapasiteleri giderek artan yem fabrikaları ve besi çiftlikleri. Küspe ihracatı konusunda da oldukça iddialıyız. 2014 yılında Türkiye’deki küspe ihracatının yüzde 55’ini gerçekleştirerek bu konuda pazar lideri konumuna geldik. Ham yağlarda yine yem sektörüne satış yapmakla birlikle özellikle güçlü olduğumuz ham ayçiçek yağındaki müşterilerimiz Türkiye’nin her yerindeki rafine tesisleri. Rafine yağ konusunda ise ağırlıklı olarak ihracat yapıyoruz. 2014 yılında Türkiye’deki rafine ayçiçek yağı ihracatının yüzde 15’ini yaptık ve en büyük 3 ihracatçıdan biri olduk. Ülkenin en büyük rafine yağ alıcısı olan Irak’ta pazar payımız yüzde 25 oldu. Biodizel ise mevzuat gereği yalnızca EPDK lisanslı petrol dağıtım firmalarına satılabiliyor. Yılsonuna kadar tüm önemli dağıtım firmaları ile satış anlaşması imzalamış olmayı umuyoruz.”


Birinci ve bir milyonuncu şişedeki kalite aynı


“En önem verdiğimiz konu kalite” diyen Angı, “Kalitemizden asla taviz vermeden istikrarlı bir fiyat politikası ile faaliyet gösterdiğimiz her alanda sözüne ve ürününe güvenilen bir şirket olma yolunda çok kararlı hareket ediyoruz. Rafine ayçiçek yağından örnek vermek gerekirse Yönetim Kurulu Başkanımız Senan İdin’in üretime başladığımız ilk gün bizden istemiş olduğu “birinci şişe ile bir milyonuncu şişenin kalitesi aynı olmalı” sözüne uymak için büyük çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu.


Türkiye’deki bitkisel yağ sektörü hakkında bilgi veren Angı, Türkiye’nin bitkisel yağlarda hem ithalatçı hem de ihracatçı bir ülke olduğunu aktardı. Angı, yağlı tohumlar ve ham yağlar ithal edilip rafine edilmiş ve paketlenmiş ürünler ihraç edildiğini ifade ederken, şunları kaydetti: “Türkiye hammaddenin bol olduğu Karadeniz ülkeleri ile sanayisi zayıf ancak tüketimi yüksek ve hızla artan Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri arasında mükemmel konumunu kullanarak bir sanayi geliştirmiştir. Türk insanının tarihsel ve kültürel bağlarını da kullanarak pazar ülkelerle iş ilişkileri kurmada son derece başarılı olduğunu söyleyebiliriz.”



Aves, kojenerasyon tesisi kurmayı planlıyor!

DemirDöküm'den uygulamalı sertifika programı!

DemirDöküm’den “Güneş Enerjisi Destekli Hibrit Merkezi Isıtma ve Soğutma Sistemleri” Uygulamalı Sertifika Programı.


Isıtma, su ısıtma ve iklimlendirme sektörlerinin köklü ve yenilikçi markalarından biri olan DemirDöküm, geleceğin enerji kaynakları ile ilgili eğitim çalışmalarını sürdürüyor. DemirDöküm, Türkiye için de güçlü bir alternatif olan güneş enerjisi ve güneş enerjili sistemlerle ilgili önemli bir eğitim programı başlattı. DemirDöküm’ün İzmir’de Katip Çelebi Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi işbirliğiyle yürüteceği Güneş Enerjisi Destekli Hibrit Merkezi Isıtma ve Soğutma Sistemleri Uygulamalı Sertifika Programı, sektörle ilgili olan herkese teorik ve uygulamalı gelecekçi bir vizyon kazandırmayı hedefliyor.


İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi akademisyenleri tarafından Selçuk Yaşar Kampüsü Bornova’da gerçekleştirilecek uygulamalı sertifika programı 6 gün sürecek ve toplam 48 saatte tamamlanacak. Programa; akademisyenlerden mühendislere; mimar ve teknikerlerden ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencilerine kadar farklı alanlardan başvuru kabul edilecek.

Eğitimlerin teorik bölümü; güneş enerjili su ısıtma sistemleri, doğalgazlı yoğuşmalı cihazlar ve kaskad sistemler, kojenarasyon/trijenrasyon, ısı pompası ve simülasyon eğitimlerini kapsayacak. Uygulama bölümünde ise Yaşar üniversitesi laboratuvarındaki mevcut deney sistemleri kullanılırken, DemirDöküm’ün aynı üniversitede kurduğu yoğuşmalı enerji sistemleri üzerinde demontaj ve uygulama eğitimleri yapılabilecek.



DemirDöküm'den uygulamalı sertifika programı!

Wilo’dan daire girişi sıcak su istasyonu hizmeti!

Wilo yeni hizmeti “Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonu” ile merkezi ısıtma sisteminin avantajlarını ve bireysel ısıtma sisteminin konforunu bir arada sunuyor. Merkezi sistemli binalar için adeta bir kombi işlevi gören “Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonu” teknolojisi Wilo ile Türkiye’de yaygınlaşacak. Wilo, bu ürün grubundaki en büyük problem olan sıcak su kullanımı sırasında anlık aşırı sıcak suyun gelmesi sorununa da patentli bir çözüm geliştirdi.


Yüksek verimli ürünleriyle yer aldığı tüm proje ve yapılarda enerji tasarrufu sağlayan Wilo, daire sıcak suyu kullanımlarında yüksek performans için yeni bir çözüm sunuyor. Evsel kullanım için geliştirilen “Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonu”, Wilo’nun 140 yıllık deneyimiyle kullanım kolaylığı ve enerji tasarrufu sağlıyor.


Enerji verimliliğine duyulan ihtiyacın neticesinde yürürlüğe giren yasalar ile merkezi ısınma sistemleri ve daire girişi sıcak su hazırlama istasyonlarının kullanımı yaygınlaşıyor. Daire girişi sıcak su istasyonları, merkezi ısıtma sisteminin avantajlarını ve bireysel ısıtma sisteminin konforunu bir arada sunan kompakt bir çözüm olarak dikkat çekiyor.


Wilo su ısıtıcı

Wilo su ısıtıcı


Bu istasyonlar, kullanım sıcak suyu sıcaklığının, bir termostatik vana ile kontrol edilmesi ve yine bu termostatik vana sayesinde, sıcak su kullanımının olmadığı durumlarda, kazan hattının kapatılması prensibine dayanıyor.


“Wilo Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonları”, kullanım suyu öncelikli olduğundan boyler sisteminden çok daha konforlu sıcak su kullanımı sağlıyor. Ani ve değişken kullanım, sıcak su ihtiyacında dahi istenilen debide ve sabit sıcaklıkta su sağlıyor. Ayrıca daire giriş istasyonlarında sıcak su depolanmasına gerek kalmadığından lejyonella riski ortadan kalkıyor. Üniteye entegre edilebilen kalorimetre ile daireler arasında adil faturalandırma sağlanabiliyor.


Güneş enerjisi, jeotermal enerji kaynakları, ısı pompası gibi alternatif enerji sistemlerine kolayca adapte edilmesiyle dikkat çeken Wilo’nun yeni hizmeti pek çok fayda sağlıyor.


Verimlilik ön planda


“Wilo Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonları” az yer kapladığından dar alanlarda dahi kolayca monte edilebiliyor. Sistemde kireç ve bakteri oluşumu riski en aza indirgenmiş durumda. Merkezi boyler ve boyler sayaçlarından esanjörden, akümülasyon tankından, pompalardan, resirkülasyon hattından, sıcak su sayaçlarından, ilave küresel vanalardan, borulardan ve diğer ekipman maliyetlerinden tasarruf sağlanıyor. Primer devrede düşük dönüş sıcaklığı sayesinde yüksek verimlilik elde ediliyor. Sıcak su depolaması yapılmadığından lejyonella riski ortadan kalkıyor. Ve tüketim ile doğru orantılı olarak herkese harcadığı enerji kadar faturalandırma yapılıyor.


Enerji Verimliliği Yasasına uygun olarak geliştirilen Wilo’nun bu yeni hizmeti, merkezi ısıtma sistemli binalarda yatırım maliyeti, kompakt bir dizayn ve enerji verimliliği açısından tercih ediliyor. Bu ürün grubu ile boyler hattında kullanılan sirkülasyon pompalarından, sıcak su için merkezi sisteme konulacak ikinci bir kazandan, borulama ve suyun sirkülasyonu için harcanan maliyetlerden kurtulmak mümkün oluyor.


“Substation” olarak da adlandırılan yeni hizmet; yerden ısıtmalı, radyatör ısıtmalı ve sadece su ısıtıcısı olarak kullanılabiliyor. Ayrıca yüksek katlı binalarda statik basıncı kırmak amaçlı tasarlanan, en direkt tipte (çift eşanjörlü) hem radyatör hem yerden ısıtmayı destekler nitelikte devreye alınabiliyor.


Wilo bu ürün grubundaki en büyük problemi çözdü


Wilo’nun istasyonları benzerlerinden farklı özellikler taşıyor. Wilo, bu ürün grubundaki en büyük problem olan sıcak su kullanımı sırasında anlık aşırı sıcak suyun gelmesi sorununa çözüm geliştirdi. Patenti Wilo’ya ait olan bu çözüm sayesinde kullanıcıların elleri veya vücutlarındaki suyun temas ettiği noktalar, anlık sıcak su gelişi ile zarar görme ihtimalinden kurtulmuş oldu.


wilo eski çözüm

Eski çözüm


Yeni çözüm

Yeni çözüm








Teknik servis desteği ve garanti farkı


Wilo, bu ürün grubunun ihtiyaç duyduğu 2-3 senelik bakım uygulamalarını güçlü teknik servis ağı ile müşterilerine sağlıyor. Tamamen Avrupa menşeili ekipmanlar kullanan Wilo, müşterinin isteğine göre kalorimetre – soğuk su sayacı, balans vanası, pislik tutucu, küresel vana gibi her türlü ekipmanı ürüne ekleyebiliyor. Wilo benzerlerinden farklı olarak, 5 yıl garantiyi standart olarak veriyor.


Wilo Daire Girişi Sıcak Su Hazırlama İstasyonları Marmaroom, Kiptaş Vaditepe, Bahçeşehir Konakları, Kristal Şehir projeleri de dahil olmak üzere 3000’den fazla konutta kullanılıyor.



Wilo’dan daire girişi sıcak su istasyonu hizmeti!

12 Haziran 2015 Cuma

Berker by Hager, Hilton Antakya Müze Oteli’nde!

Hilton, Antakya’da açacağı müze otelinde; akıllı bina otomasyonları ile pratik ve şık çözümler sunan Alman devi Berker by Hager’i tercih etti.


Hilton Antakya Müze Oteli


Berker by Hager, Hilton ile birlikte dev bir projeye imza attı. Antakya’da önümüzdeki aylarda açılması planlanan Türkiye’nin ilk müze otelinde odaların aydınlatma fonksiyonları ve Energy Saver kartları Berker by Hager tarafından kontrol edilecek.


Berker by Hager


Türkiye’nin en prestijli otel, avm, villa ve rezidans projelerinde en çok tercih edilen firma konumuna gelen Berker by Hager, Hilton Müze Otel Antakya Projesi’nin ilk etabı olan 200 odanın otomasyonunu sağladı. Her oda içerisinde aydınlatma fonksiyonları Berker by Hager tarafından kontrol edilirken oda girişlerinde kullanılan Energy Saver kartlar yuvalarına takıldığında otel ile belirlenecek senaryoların gerçeğe dönüşmesi planlanıyor. Energy Saver kartlar sayesinde müze otelde enerji tasarrufu sağlanırken Antakya’nın eşsiz doğası koruma altında olacak.



Berker by Hager, Hilton Antakya Müze Oteli’nde!

Sumitomo Türkiye, Türkiye'de Cyclo Center mi kuracak?

Sumitomo Türkiye Satış Müdürü Ertuğrul Yılmaz, Güç Aktarım ve Hareket Kontrol Teknolojileri Dergisi’nin sorularını yanıtladı.


Bizlere şirketinizin kuruluş ve işleyişinden bahseder misiniz?


Sumitomo firması, hisseleri dünya borsalarında yüksek değerlerden işlem gören dev bir firma. 400 yıl önce Masatomo Sumitomo tarafından Kyoto Japonya’da kurulmuştur. Aile öncelikle bakır maden işletmeciliği yapıyor ve bakırı rafine etmenin teknolojisini geliştirerek, burada elde ettikleri finansal güç ile firma büyümeye başlıyor. Şu an Sumitomo Grup içerisinde yaklaşık 20 farklı iş kolu bulunmaktadır. Bu iş kollarından bazıları: Makine İmalatı, Gemi Yapımı, Madencilik, Demir-Çelik, Cam, Seramik, Elektronik ve elektrik ekipmanlar, Kimya, Finans, Sigorta, Lojistik vs. Türkiye’de çok bilinen bir marka olmamakla birlikte, Sumitomo marka iş makinelerini muhakkak görmüşsünüzdür. Petlas ile ortak yapımı halen süren lastik fabrikası ile artık yollarda daha fazla görülecektir.


Sumitomo Türkiye Satış Müdürü Ertuğrul Yılmaz


Bunun ile bitlikte Tat konservecilik ve Nissan ile de ortaklıkları mevcut. Ayrıca bildiğim kadarıyla 3. Köprü gibi birçok dev projede Sumitomo-Mitsui Bankın kredi desteği var. Yani kısacası finansmanı güçlü, sürekli büyüyen dev bir firma.  Sumitomo Grup içerisinde bizim firmamız Sumitomo Drive Technologies sadece redüktör üretiyor. Firmanın Japonya, Almanya, Belçika, Çin, Taiwan, Brezilya ve Amerika’da fabrikaları mevcut. Avrupa’daki üretim Almanya ve Belçika’da yapılıyor. Özellikle Almanya Münih’deki fabrikamızda hassas redüktörlerin üretiminin yapıldığı yeni fabrika en son teknoloji CNC makinalar ile donatılmıştır. Özel klimalandırılmış tozsuz ortamda üretim yapılmaktadır. Fabrika görülmeye değerdir.


Firmanın Türkiye’deki faaliyetleri yaklaşık 20 senedir distribütör üzerinden yürütülmekteydi. Artan potansiyel ve büyüyen pazarda direkt yer almak için 2012 senesinde benimle birlikte ilk satış ofisini açmıştır. Mevcut distribütörler ile satış ve servis desteğimizde devam etmektedir.


Şirketinizin temel değerleri nedir?


Sumitomo Drive Technologies firması yıllar öncesine dayanan bilgi ve deneyime sahip bir firmadır. Bu bilgi birikimi ve deneyimleri sürekli inovatif ürünler üreterek müşterilerine iletebilmiştir. Bu nedenle Müşteri odaklılık, en üst seviyede kalite anlayışı firmamızı güvenilir bir partner yapmıştır.


Firmamız için en önemli temel değerler: Kalite, müşteri odaklı çözümler ve tam müşteri memnuniyetidir.


Ürün ve hizmetlerinizden bahseder misiniz?


Daha öncede belirttiğim gibi bizim işimiz redüktör ve redüktörlü motor. Ürün portföyümüz oldukça geniş. Çok küçük redüktörlü motorlardan 6W, 1100kNm’yekadar geniş bir ürün gamımız var. Bizim asıl kuvvetli yanımız müşteri isteklerine göre özel yapmış olduğumuz dizayn ve çözümlerdir. Firmanın Ar-Ge altyapısı çok kuvvetli. Drive 6000 ve Fine Cyclo ürünlerimiz sikloid diskli redüktörlerdir. Sikloid Diskli redüktör tasarımı firmamıza patentlidir.


Bu buluş Sumitomo bünyesine almadan önce Cyclo GmbH firmasının kurucusu olan Lorenz Braren tarafından yapılmıştır. D6000 serisi redüktörler, sikloid disk prensipli olup, 55kW’a kadar standart 7569 çevrim oranı ve üzerine çıkabiliyoruz. Özel dizayn ile 1 Milyon çevrime kadar çıkmak mümkün. Bu çevrimlerde kompaktlık önemli. Genelde standart redüktörlerde bu çevrim oranlarına kompakt gövde ile ulaşmak mümkün değil. Yükün Sikloid disklerin çevresine eşit olarak dağılması nedeniyle aşırı şok yüklere karşılık dayanımı standart redüktörlere göre 5 kat daha fazladır.


Ayrıca yapısı nedeniyle, sürtünme az, verim yüksektir. Herhangi bir termal limit yoktur. Birçok gövdede gres yağlama mevcut olup, bu rediiktörü uzun süre bakımsız kullanımını sağlamaktadır. Fine Cyclos serisi değimiz bir ürün grubumuz var ki, bu da zero backlash -boşluksuz dediğimiz bir seridir. Daha çok yüksek hassaiyet, kompaktlık ve yüksek tork gerektiren uygulamalarda kullanılır.


Bu tip redüktörler için Sumitomo’nun en büyük müşterileri Fanuc, Yaskawa, Nachi, ABB, Kuka gibi robot üreticileri ile CNC tezgah üreticileridir. Bu ürünü Türkiye’de daha çok Savunma Sanayindeki uygulamalara ve kaynak pozisyoneri imalatçılarına veriyoruz.


Ayrıca Büyük Endüstriyel Redüktörler de mevcut. Sumitomo 2011 senesinde Belçika’daki Hansen Firmasını bünyesine kattı. Hansen, büyük endüstriyel redüktörler üreten, Ar-Ge’si çok iyi bir firmadır. Soğutma Kulesi redüktörleri, Toaster gibi genellikle özel uygulamalar için çözümleri mevcuttur. Yine dev redüktörler üreten SEISA firması da Sumitomo Grubu içerisindedir. SEISA, Mili Drive, büyük güçlü Planet redüktörler üretir.


Görüldüğü üzere ürün portföye bu derece geniş bir redüktöre firması yoktur.

Biz standartları olan bir firmayız. Seçim yaparken mevcut uygulama için belirlediğimiz seçim kriterlerine uyarak müşterimize doğru redüktörü seçeriz. Fiyatı ucuzlatmak ya da rekabetçi olabilmek adına küçük gövde seçmeyiz. Müşterilerimize seçim, hesaplama ve servis konusunda her zaman yardımcı oluruz.

Önemli olan bizim için, işin tekrarlılığı, güven ve kalitedir.


Son dönem piyasaya sunduğunuz ya da sunacağınız ürün var mı?


Sumitomo sürekli ürün portföyüne yeni ürün katıyor. Mesela boşluksuz redüktör olarak Fine Cyclo serisinde F4 serisi yenidir. Ürünün yatak taşıma kapasitesi daha da artırılmış ve daha kompact hale getirilmiştir. Yine geçen sene üretilmeye başlanılan BBB4- ve BBB5 dik çıkışlı sikloid dişli Redüktör serisi de yenidir. Endüstriyel redüktörler serisinde ise Hanse P4 lite’i daha rekabetçi özellikler ve fiyat ile piyasaya sunmuştur. Yine Almanya Ar-Ge’nin üzerinde çalıştığı; Dik çıkışlı planet redüktörler satışa bu sene içerisinde sunulacaktır.


Sizce sektörün iyiye gitmesi için neler yapılmalıdır?


Öncelikle sektörün daha iyi olması için ekonominin iyi olması gerekiyor. Son aylarda kurdaki ani yükselişler en çok makine imalatı ve süregelen projeleri etkiledi. Türkiye’nin her 100 Dolarlık ithalatının 15 Dolar’lık kısmı tüketim mallarından 85 Dolarlık kısmı ham madde, aramalı ve sermaye mallarından oluşuyor. Türkiye’nin yaptığı her 100 Dolarlık ihracatın yaklaşık 60 Dolar’lık kısmı ithal, 40 Dolar’lık kısmı yerli malı girdilerden oluşuyor. Son 10 yılda bütün ekonomik varlığını inşaat sektörü üzerine kurmuş bir yapı var. İnşaat sektörü çok büyük bir sektör ama tamamen arz talep dengesine bağlı. Bugün artık doyma noktasına geldi. Yan sanayisi de çok büyük bir sektör. Demir, çelik, çimento, diğer inşaat malzemeleri ve bunları destekleyen araç, makine ve aletler. Sektör çok büyük. Ancak siz bütün büyüme planınızı tek sektör üzerinden yaparsanız bu biraz riskli. Türkiye’nin ihtiyacı olan üretim ve üretime dayalı istihdamdır. Malesef geçen son 10 yılda üretimi tetikleyici yatırımlara çok önem verilmediği için sektör krize doğru gitmektedir.


Bizim bağlantılı olduğumuz sektör ağırlıkla makine imalatçılarıdır. Bugün yapmış olduğumuz ziyaretlerden de anladığımız kadarıyla, sektör sıkıntılı. Yurt dışına ithalat yapabilenler nispeten daha iyi durumdalar. Sektörün iyi gitmesi için yapılması gereken öncelikli iş ekonomiktir.


Bunu üretimde verimlilik, kalite, eğitim takip eder. Mesela Türkiye’nin en önemli konularından bir diğeri de teknik eleman sıkıntısıdır. Teknik ara eleman bulmak oldukça zor. Bunları yaptığımız müşteri ziyaretlerinde sürekli duyuyoruz. Meslek Lisesi ve Teknik okul sayılarının artırılıp daha kaliteli, daha verimli üretime katkı sunabilecek teknik elemanlar yetiştirilmelidir. Saydıklarım sektörün iyi olabilmesi için gerekli olan noktalardan bazıları.


Gelecek hedefleriniz nelerdir?


Türkiye sürekli büyüyen bir pazar. Önümüzdeki 3 sene içerisinde Türkiye’de bir Cyclo Center yani montaj merkezi kurmayı düşünebiliriz. Bunun için altyapı ve finansman hazırlıklarımız sürüyor.


Eklemek istediğiniz bir şey var mı?


Sumitomo Cyclo Güç Aktarım Sistemleri Direkt olarak yaklaşık 3 senedir Türkiye Pazarı’ndadır. Vermiş olduğumuz mühendislik ve servis hizmetiyle müşterilerimizin güvenini kazandığımızı düşünüyoruz. Firma fuar katılımları ve satış ekibimizin ziyaretleri ile mevcut müşteri sayısını arttıracak ve belirttiğimiz hedeflerine ulaşacaktır.



Sumitomo Türkiye, Türkiye'de Cyclo Center mi kuracak?

“Hastane Havalandırmasında Hijyen” Projesinin Startı Verildi!

İSKİD Basın Yayın Komisyonu, Merkezi İklimlendirme Sistemleri Komisyonunun da desteği ile  “Hastane Havalandırılmasında Hijyen” konulu projenin çalışmalarına başladı. 4 Haziran’da Esentepe’de bulunan TOBB binasında gerçekleştirilen “Arama Konferansı” İSKİD üyesi firmaları ve sektörün diğer paydaşlarını bir araya getirdi.


Prof Dr. Ahmet ARISOY’un oturum başkanlığını yürüttüğü konferansın “Değerlendirme Kurulu”nda ise; İSKİD geçmiş dönem başkanlarından ve Merkezi İklimlendirme Sistemleri Komisyonu Üyesi Vural EROĞLU, İnşel’den Metin KENTER, Demta’dan Ersin GÖKBUDAK ve Acıbadem Proje Yönetim’den Bora ATAY yer alıyor. Değerlendirme_kurulu1


İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Cem SAVCI konferansın açılış konuşmasında hastane havalandırmasında hijyenin önemi ve İSKİD olarak bu konuyla ilgili yapılacak çalışmaları desteklediklerini belirtti.


Cem_Savcı_2


İSKİD Basın Yayın Komisyonu Başkanı Ezgi TEMOÇİN ise yaptığı konuşmada “Arama konferansı ile toplumumuzun yaşam kalitesini doğrudan ilgilendiren hijyen konusuyla ilgili sorunları tespit edip, ortak akıl oluşturmayı hedeflediklerini bu nedenle konferansta sektördeki tasarımcıları, uygulamacıları, hijyenik klima santrali üreticilerini, işletmecileri ve validasyon şirketlerini dinleyerek hastanelerdeki hijyenik havalandırmayla ilgili sorunların çözümü için projenin yol haritasını çıkarmayı planladıklarını belirtti”.


Oturum Bakanlığını Prof. Dr. Ahmet Arısoy’un yaptığı Toplantıda; GN Proje – Gürkan Görgün, Tanrıöver Mühendislik- Cevat Tanrıöver, Acıbadem Proje – Bora Atay,  Egenisan -Ali Boylu, ICCE – Dilek Sunar, Systemair HSK – Serkan Gündüz, Tetisan – Ganim Dokuyucu, İnşel – Metin Kenter, Acıbadem Hastanesi – İlden Kibar, Amerikan Hastanesi – Ali Süngü, konu ile ilgili bilgilerini paylaştılar.


Toplantının sonunda söz alan İSKİD Merkezi İklimlendirme Sistemleri Üyesi Ozan ATASOY İklimlendirme sektörünün hastanelerdeki havalandırma sistemleri konusunda hangi noktada olunduğunu içeren bir konuşma yaptı.


Sektörün tüm paydaşlarının katkı sağladığı konferansta;  Türkiye’deki hastanelerin havalandırma sistemleri, sistemlerin yeterliliği, bu konuda yaşanan aksaklıklar ve normlar görüşüldü. Konunun tüm paydaşları, mevcut durumu kendi perspektiflerinden değerlendirme ve çözüm önerileriyle ortak hedef üzerinde görüş bildirme fırsatı buldu.


Hastane Havalandırmasında Hijyen konusu ile başlayan etkinlikler elde edilen veriler doğrultusunda çizilen yol haritasına göre planlanacak yeni etkinliklerle devam edecek.



“Hastane Havalandırmasında Hijyen” Projesinin Startı Verildi!

Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima, ihracatta bir sıra geriledi!

Geçen yılın en büyük 1000 ihracatçıdan ilk 100’ü açıklandı.


TİM’in en çok ihracat yapan ilk 1000 listesini değerlendiren Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler, “Küresel ekonomideki oynaklığa rağmen en büyük ihracatçılar ligine 2014’te 26 firma sokan Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi gücünü bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Katılımcılarımızın katma değeri yüksek ürünler üreterek sürdürülebilir küresel rekabette yer alabilmesi için son teknolojik alt yapı yatırımlarını artırarak sürdüreceğiz ” dedi.


2014 yılı en büyük 1000 ihracatçıdan ilk 100’ü içerisinde 39. sırada Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima yerini aldı. Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima, aynı listede 2013 yılında 38. sırada bulunuyordu.


Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima



Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima, ihracatta bir sıra geriledi!

ISOSPRING ile su yalıtımı!

ISOSPRING, su kesici, suya maruz kalan zeminler için; tixotropik, kuruduğunda elastik 0 su geçirimsiz, yapısal olarak esnek, plastifiyan içermeyen elastomerik akrilik su yalıtım malzemesi olduğu ve yapısı su geçirimsiz fakat su buharı geçirgen bir yapıda olup bu sayede altında yaşam alanları bulunan teras, balkon gibi alanların su yalıtımı için ideal bir malzemedir.


ISOSPRING


ISOSPRING, UV ışınlarına içerisinde bulunan seramik mikrosfer parçacıklar sayesinde, dayanımı son derece yüksek, yüzeyde bakteri oluşmasını engelleyen aleve maruz kaldığında, alevi yaymadan kendiliğinden sönen özelliği sayesinde ‘’fire retardant coatings” tanımlamasına uyan bir ürün olma özelliğini taşımaktadır.


Yapıların mantoloma Isı ,Su ,Ses Yalıtımı ve zemin kaplama sistemleri ile ilgili faaliyet gösteren Eclectia A.Ş insan ve çevre sağlığına son derece duyarlı üretim yapmaktadır.


ISOSPRING’in uygulama alanlarının özellikle; duvarlarda bohçalama, beton sıva, şap, çimento, levha, galvaniz, çinko, alüminyum, pvc, polyester, ahşap kaplı eğimli veya düz çatı ve terasların yalıtımında, çatı dere ve oluklarında, saçaklar, baca dipleri, çatlaklar ve diğer detayların yalıtımında, binaların dış cephelerinin yalıtımında, yapı elemanlarının birleşim yerleri ve derzlerinde alüminyum, ahşap ve pvc çerçeve ve pencerelerin su ve rüzgara karşı yalıtımında, binaların düşük döşemelerinde, banyo, tuvaletlerde ve ıslak zeminlerin su yalıtımında kullanarak binanızı güçlenmesini sağlar.



ISOSPRING ile su yalıtımı!

11 Haziran 2015 Perşembe

İSİB, Afrika'ya yelken açtı!

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 3-5 Haziran 2015 tarihlerinde Güney Afrika/Johannesburg’ta düzenlenen ve iklimlendirme sektörünün ilgili ülkede en büyük fuarı olan FRIGAIR 2015 Fuarı’na info stant ile katılım sağladı.


isib-haber-img1


Fuara 2 Türk firması stantla ve 1 firma da bayisi aracılığıyla katılım sağlamıştır. Fuar süresince ülkenin en önemli İklimlendirme derneklerinden olan SAIRAC (Güney Afrika Hava Şartlandırma ve Soğutma Enstitüsü) ile pazarda büyük bir etkinliğe sahip BBC (Siyahi İşadamları Konseyi) ile toplantılar gerçekleştirilmiştir.


isib-haber-img2



İSİB, Afrika'ya yelken açtı!

Sadece sektörün değil, Türkiye'nin en hızlı büyüyenlerinden!

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, AllWorld Network ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde gerçekleştirilen Türkiye 100 yarışmasında 2011-2013 dönemindeki satış geliri artış hızına göre yapılan sıralamada “KORKMAZ HAVALANDIRMA VE PANEL” en hızlı büyüyen 100 şirket arasına girmiştir.


Korkmaz Panel


 


Korkmaz Panel, 1995 yılı itibari ile havalandırma, iklimlendirme, paslanmaz hastane ekipmanları, hijyenik ve soğuk oda panelleri   imalat ve taahhüt işleriyle sektörde yer almaya başladı ve ardından  CE, TSE- HYB-212,  TSE-HYB-258,  ISO  9001:2008,  ISO  9001:2008,TSEK, standartları normlarına uygun olarak ürettiği ürünlerle, gelişen şartlar ve kapasiteye bağlı olarak yurt içinde ciddi referanslar elde etti.


 



Sadece sektörün değil, Türkiye'nin en hızlı büyüyenlerinden!

Kablolarda iletken kesit hesabı!

Prysmian Group Türkiye’den Emre Şimşek “Kablolarda iletken kesit hesabı” başlıklı bir makele yayınladı.


İşte o yazı;


Elektrik enerjisine ihtiyaç duyulan her alanda, kullandığımız kabloları doğru mu seçiyoruz? Tiplerini doğru mu belirliyoruz? Çevresel şartlara göre performans ve reaksiyonları değişen, enerjiyi ya da sinyali taşımaya ve dağıtmaya yarayan, bu vazgeçilmez sistem elemanlarının karakteristik özelliklerini doğru belirlemenin hayati önem arz ettiğinin farkında mıyız? Bu yazımızda, dört bir yanımızı bir ağ gibi saran kabloların iletken kesitlerinin tayini konusunda bilgi vermeye çalışacağız.


Resim 1: Asya-Avrupa bağlantısını sağlayan Türkiye’nin ilk 380 kV 1600 mm² kesitli Denizaltı Yüksek Gerilim Enerji Kablosu


Elektrik enerjisi, üretildiği santrallerden, ulaştırıldığı son noktalara kadar çeşitli kesitlere ve gerilim seviyelerine haiz kablolar ile dağıtılır ve iletilir. Bu kabloların tipleri belirlenirken, hangi ortamlarda kullanılacağı, ne gibi harici etkilere maruz kalacağı, muhtemel ortam şartlarına nasıl tepki vereceği gibi konular analiz edilerek, bir karar verilmektedir. Kablo tipini olası alternatiflerle belirledikten sonra, bu kablolarda kullanılacak olan iletkenin elektriksel kesiti (büyüklüğü) belirlenmelidir. Kesit tayini ise, en az kablo tipini belirlerken yapılacak analizler kadar, detaylı ve dikkatli yapılmalıdır. Kablo iletken kesitinin doğru belirlenmesindeki en önemli unsur güvenlik olmalıdır. Kablonun herhangi bir güvenlik problemi teşkil etmeden görevini devam ettirebilmesi için, mevcut güç ve ileride sisteme eklenmesi muhtemel güç analizi, doğru yapılmalıdır. İletkenin boyutları, iletkeni saran polimer malzemenin sınır değerlerini zorlamayacak ve üzerinden akacak olan akıma, uluslararası standartların belirlediği azami direnç değerlerinin üzerinde bir direnç göstermeyecek şekilde belirlenmelidir. Daha sonra, maliyet unsurları devreye girecektir. Sistemin güvenliğini sağlamak adına, fazla harcamalardan kaçınılmalıdır. Bunun yolu da maliyet-güvenlik optimizasyonu yaparak, en uygun iletken kesitini belirlemektir.


Güvenlik ve maliyet unsurları göz önünde bulundurulduğunda, kablo kesit tayini yapılırken ortaya üç önemli parametre çıkıyor; akım taşıma kapasitesi, gerilim düşümü ve kısa devre akımı.


akım


Akım Taşıma Kapasitesi: Tesis edilen veya edilecek kablonun, temelde sıcaklık esasına dayanarak, hiçbir bileşeninin bozulmadan, güvenle kullanımına devam edilebileceği azami akım değeridir. Akım taşıma kapasitesinin, kablo kesitinin seçiminde doğrudan bir etkisi vardır.


Gerilim Düşümü: İletkenin kendi iç direncinden kaynaklanan kayıplardan dolayı, gerilimin, kaynaktan yüke ulaşıncaya kadar geçen mesafede azalması durumudur. Taşıma mesafesi uzadıkça, bu kayıp artar ve iletken kesitin büyütülmesi gerekir.


Kısa Devre Akımı: Alternatif akım sistemlerinde zamana göre değişen bir parametre olup, kısa devrenin oluştuğu bölgede, kısa devre süresi boyunca akan akım miktarıdır.


resim2

Resim 2: 0,6/1 kV N2XH FE 180 3×35/16 mm² Alçak Gerilim Enerji Kablosu


Resim 3: 12/20 kV 1x95ş/16 mm² Orta Gerilim Enerji Kablosu

Resim 3: 12/20 kV 1×95ş/16 mm²
Orta Gerilim Enerji Kablosu


Bu üç parametreyi kullanarak, üç farklı kablo kesiti elde etmek mümkün. Burada yapılacak olan işlem, bu üç kesit arasından en büyüğüne eş değer ya da en yakın bir büyük kesit belirlenerek güvenli ve ekonomik bir kablo iletken boyutu belirlenebilir.


Bir örnek üzerinden, kablo iletken kesit tayini yaptığımızı farzedelim: 200 m uzaklıkta, etiketinde 235 kW güç ve 1 kV gerilim seviyesi yazan ve maksimum %3 gerilim düşümüne müsaade eden bir pompayı beslemek için, 3 damarlı bir kablo tipi ve kesiti belirleyelim.


Resim 4: 0,6/1 kV NYY 3x70ş mm² Alçak Gerilim Enerji Kablosu

Resim 4: 0,6/1 kV NYY 3×70ş mm²
Alçak Gerilim Enerji Kablosu


Bilinen değerler;


Güç: P=235 kW

Gerilim: U=1 kV

Güç Faktörü: cosφ=0,8

Uzaklık: L=200 m

Gerilim Düşümü: %e=%3


Bu bilinen parametreler doğrultusunda, aşağıdaki güç formülü ile bir akım değeri bulmamız mümkün;


 


KABLOLARDA İLETKEN KESİT HESABI


Bulunan bu akım değerine göre kabloların iletken kesitlerini;


PVC izolasyonlu kablo için 50 mm², XLPE izolasyonlu kablo için 35 mm² olarak belirleyebiliriz. (Bkz. Tablo:1)






















Kesit (mm²)Akım Taşıma Kapasitesi

(A)

NYY N2XY
3×25133
145
3×35159
174
3×50188
206
3×70232
254
3×95280
305

Tablo 1: 0,6/1 kV NYY ve N2XY Alçak Gerilim Enerji Kablosu Akım Taşım Kapasitesi Cetveli


Son olarak yapmamız gereken işlem, belirlediğimiz bu tiplerin, istenen maksimum yüzde gerilim düşümü hesabı yapıldıktan sonra, değişip değişmeyeceğine karar vermek olacaktır. Gerilim düşümünü iki farklı izolasyon malzemesine sahip kablo için de hesaplayacak olursak;


Güç: P=235 kW

Gerilim: U=1 kV

Uzaklık: L=200 m

Gerilim Düşümü: %e=%3

İletkenlik Katsayısı: k(Cu)=56m/Ω mm²

İletken Kesiti: SPVC=50, SXLPE= 35 mm²



 


 


 


 



 


 


 


 


Elde edilen değerler, istenen %e (%3) değerinden küçük olduğu için bu işlemi tekrarlamaya gerek yoktur; ancak, maksimum gerilim düşümü baz alınarak mümkün olan asgari iletken kesitini belirleyecek olursak;



 


 


 


 


 


Bu hesaba göre elde ettiğimiz iletken kesitine en yakın kesiti 35 mm²’dir.


35 mm² kesit, XLPE izolasyon ile (N2XY), hesaplanan 169,80 A değerindeki akım için yeterli akım taşıma kapasitesine sahipken (174 A); PVC izolasyon ile (NYY) ise, daha düşük bir akım taşıma kapasitesine (159 A) sahiptir. Bu şekilde yapılan hesapta da bir üst kesite çıkma ihtiyacı oluşmuştur.


Yaptığımız örneğe ek koşullar ekleyerek, daha profesyonel bir hesap yapmayı deneyelim. Örneğin; sistemimizi besleyecek 3 damarlı kabloyu, toprak altından geçireceğimizi varsayalım. Bu şartlar doğrultusunda toprağın tipine, sıcaklığına ve termik direncine de ihtiyaç duyulacaktır. 25 ⁰C sıcaklığa sahip, kuru kum ve termik direnci de 1.5 K.m/W olan bir ortamımız olsun. Bu şartlar doğrultusunda, standartlarda (DIN VDE 0298-4) yer alan düzeltme faktörleri;


fPVC= 0,84,

fXLPE= 0,87’dir.


Bu durumda ilk belirlediğimiz akım değerini, bu düzeltme faktörlerine göre tekrar düzenlersek, yeni akım değerlerimizi bulmamız gerekiyor. Bu da, ilk öngörülen kablo ve ilgili iletken kesitinin bir üst kesitinden başlayarak, akım taşıma kapasitesi değerlerini, yukarıdaki düzeltme farktörleri ile çarparak elde edilmelidir. Düzeltme faktörleri ile çarpılması sonucu ortaya çıkan akım değeri, yukarıda ilk tespit edilen akım değerine eşit ya da daha büyük bir değer ise; bu, seçilen kesitin uygun olduğu anlamına gelmektedir. Aksi takdirde, bir üst kesite daha çıkıp düzeltme faktörü ile çarpılarak, kontrol edilmeye devam edilmelidir. Verdiğimiz örneğe göre bu işlemi gerçekleştirdiğimizde, bir üst kesitteki kabloların akım taşıma değerleri, düzeltme faktörleri ile çarpıldığında istenilen akım değerinden daha büyük bir değere sahip olduğu için, kesitler “uygun” olarak değerlendirilmiştir. Yeni akım değerleri;


IPVC= 202,48 A,

IXLPE= 195,49 A’dir


Bu yeni akım değerlerine göre yeni belirlenecek kablo ve kesitleri;


NYY 3×70 mm², In = 232 A

N2XY 3×50 mm², In = 206 A

Bu ek koşullar için, tekrar bir gerilim düşümü hesabına gerek yoktur. Sebebi ise, 50 mm² iletkenli ve PVC izolasyonlu, 35 mm² iletkenli ve XLPE izolasyonlu iki tip kablo için belirlenen şartlarda, istenen gerilim düşümünün gerekli seviyenin altında; 70 mm² iletkenli ve PVC izolasyonlu, 50 mm² iletkenli ve XLPE izolasyonlu kabloların gerilim düşümünün ise, bu çıkan seviyeden daha aşağıda çıkacağını biliyoruz.


Prysmian Group Türkiye olarak, sahadaki uygulamalara kolaylık sağlamak, zamandan tasarruf etmek ve sektörün bilincini artırmak amacıyla, lansmanını 2013 yılında yaptığımız ve sürekli olarak artan ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda geliştirdiğimiz KABLOMATİK™ uygulamamız ile bu hesapları kolaylaştırıyoruz. www.prysmianperformanstesti.com web sitemizde ya da tüm mobil işletim sistemleri ile uyumlu çalışan mobil uygulamamız sayesinde, bu hesapları çok kısa sürede yapabilmenize olanak sağlıyoruz.


Resim 5: Kablomatik giriş sayfası

Resim 5: Kablomatik giriş sayfası


KABLOMATİK™ ile aranan kabloyu gerek kabloların rumuzu (kodu) ile, gerekse de yukarıda yapılan örneğe benzer hesaplama yöntemleri ile belirlemek mümkün.


Resim 6: Kablomatik’te örnek bir uygulama

Resim 6: Kablomatik’te örnek bir uygulama


Sadece istenen parametreleri uygulamaya girip, adım adım ilerleyerek istenen sonuca ulaşabilirsiniz.


Resim 7: Kablomatik üzerinden kablo tipi ve kesiti belirlemede son adım

Resim 7: Kablomatik üzerinden kablo tipi ve kesiti belirlemede son adım


Doğru kablo ve iletken seçimi ile, daha bilinçli ve güvenilir sistemlere sahip olabilir; kısa devre, yangın gibi risklerin önüne geçerek, kablo kaynaklı arıza ve enerji kesilmelerinin önüne geçebilir; büyük kesit için fazladan sermaye aktarımını veya küçük kesitten kaynaklı arızalarda tekrar tesis masrafını ortadan rahatlıkla kaldırabiliriz.


KABLOMATİK™ uygulamamıza ulaşabilmek için;


www.prysmianperformanstesti.com veya akıllı telefon ve tablet bilgisayarlardan “prysmian peformans testi” veya “kablomatik” olarak arama yapıp, programı ücretsiz olarak indirebilir ve kullanabilirsiniz.

Referanslar :


1) Power Cables and their Applications, 3rd edition, 1990, Lothar Heinhold – Siemens

2) DIN VDE 0298-4: Application of cables and cords in power installations


Prysmian Group Türkiye Hakkında

Prysmian Group Türkiye; merkezi 1964 yılından bu yana, Mudanya’da (Bursa) yer alan Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. ile 2011 yılında gruba dahil olan Draka Comteq Kablo ve Ltd. Şti. ve Draka İstanbul Asansör İth. İhr. Üretim Tic. Ltd. Şti. firmalarından oluşmaktadır. Prysmian Group Türkiye bünyesinde, bugün yaklaşık 550 kişi çalışmaktadır ve ürün yelpazesi kapsamında 220 kV’a kadar olan tüm enerji kabloları, 3.600 çifte kadar bakır iletkenli haberleşme kabloları ile fiber optik kabloları bulunmaktadır. Ayrıca, Draka ile sadece ana ortaklar seviyesinde gerçekleşen birleşme sonucunda, demiryolu sinyalizasyon kabloları, asansör sistemleri, stüdyo broadcast kabloları ve özel kablolar ürün yelpazesine eklenmiştir. Prysmian Group içinde öncelikli bir ihracat merkezi olan ve 2014 yılında toplam 961.448.858 TL olan cirosunun %29’unu ihraç eden Türk Prysmian Kablo, Borsa İstanbul’da işlem görmektedir.



Kablolarda iletken kesit hesabı!

FORM, Park Dedeman Levent’e dört mevsim yaşatıyor!

FORM Şirketler Grubu, başarılı bir projeye daha imza attı. İstanbul’un iş ve alışveriş yaşamının kalbinin attığı Levent’te konumlanan Park Dedeman Levent Hotel’in soğutma ihtiyacının tamamı FORM’un Dunham-Bush Soğutma Grubu ve Decsa Soğutma Kulesi ürünleri ile sağlanıyor.


Oteller için yüksek verimli ve uzun ömürlü çözüm


FORM, oteller gibi büyük yapılarda merkezi iklimlendirme sistemi sağlanırken enerjinin en etkin ve verimli kullanıldığı sistemlerin uygulanması bilinciyle hareket ediyor. Otellerde soğutma ve/veya ısıtma için tercih edilen Dunham-Bush, ürünleriyle ısı pompası, ısı geri kazanımı, deniz suyu ile çalışabilme gibi farklı uygulama imkanlarına sahip, yüksek verimli soğutma imkanı sağlanıyor.


FORM, Park Dedeman Levent’e Dört Mevsim Yaşatıyor


Park Dedeman Levent’in ısıtma-soğutma ihtiyacı, toplam soğutma kapasitesi 1.500 kW olan 2 adet DUNHAM BUSH Dik Tip Vidalı Kompresörlü Su Soğutmalı Grup ve toplam soğutma kapasitesi 2.500 kW olan 2 adet DECSA Kapalı Tip Aksiyel Fanlı Soğutma Kulesi (REF-A) ile sağlanıyor.

Dunham-Bush Su Soğutmalı Vidalı Soğutma Grupları, dik tip vidalı kompresör teknolojisiyle yüksek performans sağlayacak şekilde dizayn ediliyor. Dik vidalı kompresör teknolojisinin sağladığı düzenli gaz akışı ve dengeli bir tork üretimiyle, cihazda tamamen titreşimsiz bir çalışma ve sessizlik sağlanıyor. Çoklu kompresör teknolojisi ile hem kapasitede yedekleme hem de kısmi yüklerde yüksek verime ulaşılıyor.


Dunham-Bush, hava ve su soğutmalı soğutma gruplarının imalatı konusunda, en güvenilir denetleme kuruluşlarından biri olan Amerikan AHRI (The Air-Conditioning, Heating and Refrigeration Institute) Performans Sertifikalama kuruluşundan “3 yıl boyunca tüm testlerinde %100 performans gösterme” sertifikası aldı. Bu, AHRI tarafından test edilen ünitelerin, katalog değerleri ile aynen uyumlu olduğu ve beyan ettiği kapasitelerin güvenilirliğinin, 3 yıl boyunca sürekli olarak teyit edildiği anlamına geliyor.


FORM, Park Dedeman Levent’e Dört Mevsim Yaşatıyor


DECSA Kapalı Tip Soğutma Kulesi modellerinde işletme anında yüksek enerji tasarrufu sağlayabilen kuru soğutma ( free-cooling ) teknolojisi bulunuyor. Bu teknoloji sayesinde özellikle kış aylarında ihtiyaç duyulan kapasitenin tamamı kuru soğutma çalışma moduyla sağlanabiliyor.


DECSA Kapalı Tip Soğutma Kulelerinde bulunan Z-725 ( 725 gr çinko / m² ) paneller ve havuz sayesinde korozyona karşı rakiplerine göre daha dayanıklıdır. Ayrıca cihazın kolay çalışma ve bakım özelliği de işletmelere kullanımda kolaylık sağlıyor.



FORM, Park Dedeman Levent’e dört mevsim yaşatıyor!

26 Mayıs 2015 Salı

AFS Akademi, Ankara eğitimlerine başladı

AFS; 21 Ocak 2015’te İstanbul’da açılışını gerçekleştirdiği AFS Akademi eğitimlerini 20 Mayıs 2015’te Ankara’da da vermeye başladı.


Açıldığı günden bu yana İstanbul Avrupa biriminde eğitimlerin sürdürüldüğü AFS Akademi, 20 Mayıs’tan itibaren Ankara eğitimlerine start verdi. 20 Mayıs itibarıyla bir hafta İstanbul, bir hafta Ankara’da olmak üzere her hafta eğitimlerin devam edeceği AFS Akademi 24 Haziran’da eğitimlerine ara verecek.


afs akademi


Sektörün katılımına açık ve ücretsiz verilen eğitimler, 20 Mayıs’tan itibaren İstanbul ve Ankara olmak üzere iki farklı lokasyonda yapılacak. Havalandırma alanında standartları yükseltmeyi hedefleyen AFS Akademi; Temmuz’dan Eylül’e kadar eğitimlerine ara verecek. 2 Eylül itibarıyla yeni eğitim programı ile eğitimlerine kaldığı yerden devam edecek.


Eğitimlerin sonunda yapılan sınavlarda 70 ve üzeri puan alanlar, başarı sertifikasına hak kazanıyor. AFS Akademi eğitimlerine katılmak isteyenler http://www.afsakademi.com adresi üzerinden başvuruda bulunabiliyor.


AFS Akademi


AFS Akademi’de eğitimler Çarşamba günleri devam etmekle birlikte grup katılımlarına bağlı olarak eğitim içeriğinin hazırlandığı ve gerçekleştirildiği özel eğitimler de yapılabiliyor. AFS Akademi, iklimlendirme sektörünün bilgi kaynağı olan, sektörü geliştiren ve sektöre yön veren eğitimlerin yapıldığı bir merkez olma yolunda ilerliyor.



AFS Akademi, Ankara eğitimlerine başladı

Mitsubishi Electric klimalarda kampanya!

Mitsubishi Electric klimalarda ÖTV ve KDV tutarı kadar indirim ve hediye bakım hizmeti!..


Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, yeni bir yaz kampanyasına* imza attı. 30 Haziran 2015 tarihine kadar Mitsubishi Electric’in kampanya kapsamındaki enerji performansı yüksek, çevre dostu klimalarından satın alanlara satış bedeli üzerinden ÖTV ve KDV tutarı kadar indirim uygulanıyor**. Üstelik 1 Mart-30 Mayıs 2016 tarihleri arasında ücretsiz klima bakım hizmeti ve Keşfetteam hizmeti ile en doğru klimayı seçme imkanı da sunuluyor.


Mitsubishi Electric klimalar


Yazın bunaltıcı havasından kurtulmak ve evinin her köşesinde enerji tasarruflu serinlik ve konfor yaşamak isteyenler için yaz kampanyası başlatan Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, satın alınan klimanın ÖTV ve KDV tutarı kadar indirim uyguluyor. Böylece tüketicilerin konforunu en üst seviyeye çıkarmayı ve masraflarını azaltmayı amaçlayan Mitsubishi Electric, klima bakımı ve temizliği için de 1 Mart-30 Mayıs 2016 tarihleri arasında geçerli olacak klima bakım hizmeti hediye ediyor. Ayrıca Keşfetteam hizmeti ile mekana en uygun klimayı ve klimanın konumlanması gereken doğru yeri keşfediyor.


Yüksek elektrik tasarrufu sağlayan ve Sezonsal Verimlilik Kriterlerine göre A, A+, A++, A+++ enerji sınıfında yer alan Mitsubishi Electric Klimalar, kampanya boyunca Yapı Kredi World Kart’a peşin fiyatına vade farksız 9 taksitle satışa sunuluyor.


6 Modelde Büyük Avantaj


Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin 05 Mayıs-30 Haziran 2015 tarihleri arasında geçerli olacak 2015 Yaz Kampanyası; Kirigamine Inverter Duvar Tipi Comfort Plus (MSZ-FH25/35/50VEHZ), Kirigamine Inverter Duvar Tipi (MSZ-FH25/35/50VE)***, Inverter Döşeme Tipi (MFZ-KJ25/35/50VE ve MFZ-KA25/35VA), Kirigamine Zen Inverter Duvar Tipi (MSZ-EF25/35/42/50VE2W/VE2B/VE2S), Deluxe Power Inverter Duvar Tipi (MSZ-SF25/35/42/50VE ve MSZ-GF60/71VE) ve Comfort Inverter Duvar Tipi cihazlarda (MSZ-HJ25/35/50/60/71VA) geçerli.


Keşfetteam Farkı


Geliştirdiği üstün teknolojisi ile yaşam alanlarına konforu en tasarruflu şekilde sunan Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, Keşfetteam hizmeti ile daha fazla konfor ve enerji tasarrufu sağlayan, katma değerli bir keşif hizmeti sunuyor. Klima kapasitesinin daha doğru hesaplanmasını sağlayan ve klima seçimini standartlaştıran bir yazılım geliştiren Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, bu yazılım ile sadece keşfe giden kişinin uzmanlığı ve tecrübesine dayanan geleneksel keşif yöntemlerinin yerine, mekanın ısıl ihtiyaçlarını göz önünde tutan daha detaylı bir hesaplama yapılmasını sağlıyor ve sadece iç değil dış ortam koşulları da hesaplamaya dahil ediliyor.


Kampanya koşullarıyla ve Keşfetteam hizmetiyle ilgili detaylı bilgiyi klima.mitsubishielectric.com.tr internet sitesi ve 444 7 500 numaralı çağrı merkezinden almak mümkün.


* Kampanya 05 Mayıs-30 Haziran 2015 tarihleri arasında geçerli ve stoklarla sınırlıdır. Mitsubishi Electric Turkey A.Ş. 2015 yaz kampanyasını haber vermeksizin tek taraflı olarak durdurma, iptal etme ve kampanya koşullarında değişiklik yapma hakkına sahiptir. Ücretsiz bakım kampanyası 05 Mayıs-30 Haziran 2015 tarihleri arasında satın alınan kampanyaya dahil Mitsubishi Electric cihazlar için geçerlidir.


**Kampanya döneminde Mitsubishi Electric yetkili satıcılarından satın alacağınız klimaların ücretlerinden Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi oranları kadar indirim yapılmıştır.


***MSZ –FH-25 VE/35 VE modelleri hem ısıtmada hem de soğutmada A+++ enerji sınıfındadır.



Mitsubishi Electric klimalarda kampanya!