25 Mart 2015 Çarşamba

Piri Reis Üniversitesi'nin iklimlendirmesi Swegon - Akcor'a emanet!

İstanbul’un Tuzla ilçesinde, denizcilik üzerine yükseköğretim ve uygulamalı eğitim veren Piri Reis Üniversitesi kampüsü. 60 bin metrekarelik alana yayılan ve birbirine bağlı 8 bloktan oluşuyor. En güncel sürdürülebilirlik prensiplerine göre tasarlanan kampüs BREEAM’in “very good” sertifikasını almaya hak kazandı.

Yoğun bir fonksiyon programına sahip olan proje.


Piri Reis Üniversitesi, Swegon - Akcor'u tercih etti.Sekiz parçalı yapı bloğunun eğimli arazi üzerine kademeli olarak yerleştirilmesiyle oluşturuldu. Burada temel amaç, bloklar arasında açık kamusal mekan yaratmanın yanı sıra öğrencilerin ve akademisyenlerin gün içinde bir araya gelebilecekleri bir buluşma noktası oluşturmaktı. Kampüs siluetinin genel algılanışını hafifletmek için, arazinin eğimli yapısından ve parçalı bloklardan yararlanıldı. Arazinin kuzey – güney yönünde uzanan açık yürüyüş hattı.

altı bloğu birbirine bağlayacak bir omurga şeklinde tasarlandı. Bu omurga, kampüsün ana sirkülasyon koridoru olarak işlev görüyor ve kampüs içinde kullanıcıya kesintisiz bir deniz manzarası sunuyor.


Üniversitenin iklimlendirme sistemlerinde Swegon – Akcor ürünleri tercih edildi.


Doğal sahil bandını kesmemek için yapı blokları güney bölgede geniş bir yeşil alan bırakacak şekilde arazinin kuzey sınırına yakın yerleştirildi. Bu kıyı bölgesinde, komşu yerleşim bölgesiyle bağlantısı olan bir yaya yolu ve öğrencilere kıyı eğitimlerinin verileceği bir iskele yer alıyor. Denize paralel olarak yerleştirilen bloklarda eğitimler, idari birim ve sosyal aktiviteler için ayrılırken, denize dik olarak yerleştirilen bloklarda eğitim havuzu, bilgisayar laboratuvarları ve derslikler bulunuyor.


En güzel deniz manzarasına sahip olan sosyal bloğun üst katı kütüphane için ayrıldı. Bu bloğun orta katı küçük yiyecek ve içecek dükkanları, ATM’ler ve orta büyüklükte bir kahve dükkanı içeren bir geçit olarak tasarlandı. Zemin kat ise öğlen yemeklerinin yenebileceği bir kantin görevi görüyor. Kuzeyden güneye uzanan ana omurgada, nişleri, terasları ve kot farklılıkları olan küçük alanlar yaratılarak anıtsal ve katı bir aks oluşturulmaktan özellikle kaçınıldı. Blokların arazide denize paralel kullanımı ile hakim rüzgar da ehlileştirilerek, sert lodos ve poyrazdan korunmuş iç bahçeler yaratmak mümkün kılındı. Bu yerleşim ile ayrıca gün ışığından da verimli bir şekilde yararlanmak mümkün oldu.Swegon - Akcor, Piri Reis Üniversitesi'nde kullanıldı.


Gün ışığına ihtiyaç duymayan mekanlar toprak altında konumlandırılırken, bu mekanların teras çatıları bloklar arasındaki meydanları oluşturdu. Topoğrafyanın bu şekilde kullanılması sayesinde arazi çevresindeki bisiklet ve araç yollarından bu kütlelere bağımsız girişlerle ulaşılabilmesi de mümkün kılındı.


Deniz taşıtlarında en temel varoluş prensiplerinden biri “Sürdürülebilir yaşam ve enerji tasarrufu” olduğu için, “yeşil kampüs” tanımı işveren ve mimari ekip tarafından en baştan benimsendi. Kampüs elektrik ihtiyacının %45’ini kendi sağlıyor ve elektrik üretimi sırasında açığa çıkan enerji de binaların soğutması ve ısıtmasında kullanılıyor. Tüm kampüsün kullanım suyu deniz suyunun tatlı suya çevrilmesi ile elde ediliyor. Yağmur suyu ve gri sular ise tuvalet sifonlarında ve peyzaj sulamasında kullanılarak ek tasarruf sağlanıyor. Güneşin ultraviyole ışınlarının emilmesi ve iç mekandaki mekanik soğutma yüklerini düşürülmesi amacıyla, içinde cıva olmayan, %100 geri dönüşümlü perfore korten saç levhalar kullanıldı. Sürdürülebilirliğe ilişkin alınan tüm bu ve diğer önlemler, Piri Reis Üniversitesi’nin Türkiye’nin ilk yeşil kampüsü olmasını sağladı.



Piri Reis Üniversitesi'nin iklimlendirmesi Swegon - Akcor'a emanet!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder